ZITLAR VE ÂLEMDEKİ MÜCADELE
72. ZITLAR VE ÂLEMDEKİ MÜCADELE
Şu âleme baksan görürsün ki, baştanbaşa savaştan ibarettir. Zerre, zerreyle âdeta dinin kâfirlerle savaşması gibi savaşır durur.
Pisler, şu pisliklerini yapadursunlar, sular da pisleri arıtmak için savaşır.
Yılanlar zehir saçar; acıları, bizi perişan eder ama;
Bal arıları, dağlarda, kovanlarda, ağaçlarda baldan şeker ambarları doldurur.
Zehirler, tesirlerini yapıp dururlar ama, panzehirler de hemen o tesirleri gideriverir.
Bir zerre sola doğru uçmaktadır, öbürü sağa doğru gidip arayacağını aramada.
Bir zerre yücelere çıkmada, öbürü baş aşağı düşmede; öyle durur gibi görünürler ama, onların savaşını bu durgunluk âleminde gör.
Fakat güneşte yok olan zerrenin savaşı, vasıftan, hesaptan dışarıdır.
Zerrenin kendisi de, nefesi de yok oldu mu artık onun savaşı, ancak güneşin savaşıdır.
Onun kendiliğinden hareketi de kalmamıştır, duruşu da. Neden? ‘Biz Allah’a dönenleriz’ sırrından.
Tabiat, iş ve söz bakımından cüzler arasındaki savaş, korkunç bir savaştır.
Fakat bu âlem de o savaşla durmadadır. Unsurlara bak da anla!
Bu gamlarla dolu olan bucağın aslı, o âlemdir. Her ayrılığın aslı buluşmadır.
(VI/36, 32-35, 37, 38 40-42, 46, 47, 60)
[divide style=”2″]