ZİKİR
73. ZİKİR
Allah kadehi olmadıkça hevâ ve heveslerden nereden geçeceksin? Ey Allah’a ait yalnız “Hu” ismine kâni olan!
Padişahımız bize “Allah’ı anın!” diye ruhsat ve müsaade verdi; bizi ateş içinde gördü de nur ihsan etti.
“Allah” adı temizdir; temizlik geldi mi pislik, pılını pırtısını toplayıp gider.
Zıtlar, zıtlardan kaçar. Ziya parladı mı gece kalmaz.
Ağza temiz bir ad gelince de ne pislik kalır, ne gamlar, kederler.
“Allah’ı anın!” emrine uymak, herkesin işi değil; “Allah’a dön!” emrine uymak, her babayiğidin harcı değil!
Allah’ı an da gulyabânîlerin seslerini yok et. Nergis gibi olan gözünü bu kerkeneze karşı kapa!
Allah’ı anış suyuna dal, nefesini tut; sabret de eski düşüncelerden, vesveselerden kurtul!
Allah’ı anışının makbul olması O’nun rahmetindedir. (…)
Onun namazına nasıl kan bulaşmışsa senin Allah’ı anışına da zan ve temsil bulaşmış!
Kan pistir ama bir parçacık su ile temizlenir. Fakat içte öyle pislikler vardır ki,
Allah’ın lütuf suyundan gayrı bir şeyle arınmaz, ibadet eden kişinin gönlünden eksilmez.
Bilgisiz adamın canı, bu duadan uzaktır. Çünkü “Yarabbi” demesine izin yok ki!
Zarara, ziyana uğrayınca Allah’a sızlanmasın diye ağzında da kilit var, gönlünde de; yani ağzı da bağlı, gönlü de.
(I/3453, II/1715, III/186-188, IV/3072, II/754, IV/438, II/1797-1800, III/198, 199)