USTA VE ÇIRAK
67. USTA VE ÇIRAK
Dikkat et de bak! Bizim bu aklımız, hiçbir sanatı, usta olmadan öğrenebiliyor mu?
Hile ile kılı kırk yarar ama, usta olmadıkça hiçbir sanatı elde edemez!
Sır bilen ve haberdar olan üstada serkeşlik edersen, kabiliyetten de olursun!
Usta, hangi sanatta ün yapmışsa çırağı da o sanatta ilerler, meşhur olur.
Fakih üstadının yanındaki (öğrenci) da usûl okumaz, fıkıh tahsil eder.
Gramer hocasının talebesi de gramerci olur.
Hakikat yolunda yok olan üstadın talebesi ise, onun sayesinde Allah’ta yok olur, yokluğa erişir.
Nerede bir çıplak, bir yoksul görürsen bil ki, o da ustadan kaçmıştır.
Dünyada kim ustadan kaçarsa talihinden kaçar; bunu böyle bil!
Ticarette olgunlaşmamışsan, yalnız başına dükkan açma; yoğrulup ustalaşıncaya kadar birinin emri altına gir!
Bilgisiz kişi hocadan utanır, kalkar gidip yeni bir dükkân açar.
Ustana danışmadan açtığın o dükkân bil ki, kokmuş bir dükkândır. (…)
Ustadan sanatın dış yüzünü gördün, sevine sevine ustalığa kalkıştın.
Ustaya müracaat etmeksizin sanat öğrenip, dükkan açan kişi şehirde de alay konusu olur, köyde de!
(IV/1298, 1299, 3350, I/2829, 2831-2833, II/2588, 2591, 3455, VI/2364, 2365, V/1422, III/5120)
[divide style=”2″]