Uluslararası Said Nursi ve Mevlana Sempozyumu başladı.

A+
A-

Konya Büyükşehir Belediyesi, Risale Akademi ve AKAV’ın düzenlediği “Uluslararası Said Nursi ve Mevlana Sempozyumu” Hafız Hasan Çiftçi’nin Kur’an-ı Kerim okumasıyla başladı.

Sinevizyon gösteriminin ardından Mustafa Duman ve Fatih Karaşahan Mesnevi-i Şerif ve Mesnevi-i Nuriye’den bölümler okudu.

Prof. Dr. Suat Yıldırım “İslam Fikir ve Aksiyonunda Bediüzzaman’ın Yeri” başlıklı konferans verdi. Yıldırım, “Bediüzzaman Hazretleri Mevlana’nın türbesini ziyaret edip ondan sonra Urfa’ya gitmiş ve vefat etmişti. Demek bu iki büyük zat arasında bizim tasavvurumuzun ötesinde kalbi bağlar bulunmakta” dedi. Bediüzzaman Said Nursi’nin hayatından başlıklar aktaran Yıldırım, Müslümanların birliğine çok önem verdiğine dikkat çekti.

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan “Akıldan Kalbe Mevlana ve Bediüzzaman Modelleri” başlıklı konferansında iki güzelliği bileştiren bir sempozyum olduğunu ve her yıl devamını da yapmak gerektiğini söyledi. Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsanlara yüksek idealler vermişler. Anadolu insanını kanatlandırmışlar. Necip Fazıl’ın sarıklı mücahitler dediği isimler. Medeniyet projesi başlatmışlar. Onları anlamak için yaşadıkları dönemleri iyi anlamak lazım. Mevlana dönemi de Bediüzzaman’ın dönemi de fetret devridir. Bu tür baskı dönemlerinde genelde şiddetle tepki verilir. Ama Bediüzzaman müsbet hareketle cevap veriyor. Mevlana zamanında da Moğollara karşı zamanının müsbet hareket metodunu seçmiş. Bediüzzaman yanış, yandırmış ama tütmemiş. Bir çok kimsenin aydınlanmasına yol açmış. Manevi ekimler olmadan maddi filizler yeşermiyor. Ektikleri tohumlar yavaş yavaş meyve vermeye başladı. Her ikisi de hem akıl hem kalp yolunu kullanıyor.

“Uluslararası Said Nursi ve Mevlana Sempozyumu” açış konuşmaları ile devam etti. Akademik Araştırmalar Vakfı Başkanı Prof. Dr. Gürbüz Aksoy: “Said Nursi ve Mevlana ile ilgili doğru cevaplar vermek açısından ilim adamlarına büyük görev düşüyor. Türkiye’nin iki küresel değerini ve onların mesajlarını dünyaya ilan etmek önemli bir görevdir” diye konuştu.

Risale Akademi Kurucu Üyesi Dr. İsmail Benek: “Artık konuşmaktan ziyade, Said Nursi Hazretlerini ve Mevlana Hazretlerini yaşayalım. Said Nursi’yi severken ve kızarken de bir normalizasyona ihtiyaç var. Akademik zeminde müzakere edilmelidir. Her ikisinin de mesnevisi var. Said Nursi’nin şemsi diyebileceğimiz talebesi Zübeyir Gündüzalp Konyalıdır. Bediüzzaman’ın kardeşi Abdülmecid Efendi de Üçler mezarlığındadır. Bu kaderin tayin ettiği bir tutanaktır. Bize düşen ders çalışmaktır. Asla bu iki Kur’an aşığı arasında mukayese yapmamaktır. İkisinin de müştakları var: Mevlevilik ve talebe. İkisinin de seması var. Bediüzzaman’ın seması Çam dağındaki konuşmasıdır. İkisi de Hak aşığıdır. 600 yıl farkla birbiriyle konuşmuşlar, haberleşmişler. İki mesnevi konferans ve sempozyumlarını yurt içi ve dışında yapmak isteriz. Urfa-Konya kardeşliği etrafında bir program gerçekleştirilmeli” diye konuştu.

Konya Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Mithat Büyükalim ise: “Her iki zatın yeni nesillere daha iyi anlatmak vazifemizdir. Bütün yaşamları boyunca Kur’an’ı kendilerine şiar edinmiş, hep Kur’an’ı rehber edinmiş ve nesillere anlatma çabası içinde olmuşlardır. Çok güzel günlerden geçiyoruz.” diye konuştu.

Tekirdağ Milletvekili Urfa ve Konya eski valisi Ziyaeddin Akbulut: “İkisi de akılların yol göstericileridir. Onlar Kur’an ağacının dalları. Kaynakları aynı. Rehberleri aynı. Ne mutlu onları tanıyabilen ve arkalarından gidebilenlere” dedi.

Mevlana Kültür Merkezi’nde düzenlenen sempozyumun açılışında konuşan Konya Valisi Aydın Nezih Doğan, hem Mesnevi’nin hem de Nur külliyatının günümüzde okunmaya devam etmesinin, “çok önemli bir benzerlik” olduğunu söyledi.

“Bugün gür akan iki pınar konuşuluyor, ikisinin de en önemli benzer noktası; insanlığa Kur’an-ı Kerim’i ve Hz. Muhammed’i anlatmalarıdır” diyen Doğan, şöyle devam etti:

“İkisi de irade sahibi insanlardır. Hz. Mevlana ve Said Nursi hazretleri, bulundukları dönemde, bulundukları siyasal yapıya ve topluma karşı bir başkaldırı göstermiştir. Bu başkaldırı, etrafında bulunanlara önemli ölçüde erdemliliği ve cesareti tanıtan bir başkaldırıdır. Bizim bu başkaldırıya her daim ihtiyacımız var. Çünkü toplumda her zaman çeşitli sorunlar oluyor. İnsanların bu tip mesajları, bu tip örnekleri kendi hayatları bakımından içselleştirmesi gerekiyor. Böyle bir organizasyonun Konya’da yapılmış olması, kente, kendini ifade etmesi bakımından da güç sağlamıştır.”

Çok sayıda dinleyicinin katıldığı açılış konferanslarının ardından birinci oturuma geçildi. ‘Mevlana ve Said Nursi’de İnsan ve Çevre’ başlıklı birinci oturumunda tebliğ sunan akademisyenler, her iki İslam alimi ve mütefekkirinin çevre anlayışları, konuları temsili hikayelerle ele alış biçimleri ve insan kavramına bakışları konularında bilgi verdi.

Rixos Otel’de devam edecek sempozyum 3 gün sürecek. Sempozyumda Hz. Mevlana Celaleddin-i Rumi ve Said Nursi’nin İslam düşünce tarihindeki yerleri, etkileri ve eserleri üzerine yapılan bilimsel çalışmalar ele alınacak. İslamın tanıtılması, yayılması adına gösterdikleri gayret, ortaya koydukları eserler, günümüze hitap eden özellikleri akademik bir zeminde müzakere edilecek. Üç gün sürecek sempozyumda; ‘Mevlana ve Said Nursi’de İnsan ve Çevre’, ‘Vahdet-i Vücut, Hikmet ve Cemiyet’, ‘Düşünce Tarihi İçinde Mevlana ve Said Nursi’, ‘Tarihsel Süreç İçinde Rumi ve Nursi’, ‘Psikoloji ve Ruh Terbiyesi’, ‘Ahlak ve Nefis Terbiyesi’, ‘Bediüzzaman ve Mevlana’da Edebi Anlatım’, ‘Çoğulculuk ve Küresel Sorunlar’ başlıklı oturumlar gerçekleştirilecek. Oturumlara yurt içinden ve yurt dışından 70 civarında akademisyen katılıyor.