[BU TUZ•AK]

A+
A-

Sana senden yakın geldim gene, can kulağından geçerek gönül evine konmuşum; ne de olsa kuşlara serbest bir kapı bulmuşum…

Hem sen çağırmadıysan ne işim var bu toprak evde…

N’eyleyim ki insanlar, en fazla isteyip en az sâhip olduğu şeyler hakkında okumaktan, tanrı misâfirini içeri buyur etmekten hoşlanıyorlar.

Bu günde bir kelime var beni kendine, seni bana çeken: “Tuzak”

Doğduğu dilde “yakalamak” manâsını okşuyor. Özellikle kuşları yakalamak üzere hazırlanan düzene yakışıyor bu tuzak kelime.

Ne garip! Can kuşunu, hayat denen tuzakla beden kafesinde tutuyorlar.

Hayat uçuyor, kuşlar kafeste…

N’idelim kuş çok güzel ve hayat ancak kuşlara serbest…

Dünyâ zayıf kuşların tuzağı, âhiret de güçlü kuşların!

Ten tuzaktır, rûhumuz: av! Böylece
Rûhu, Rabbim kurtarsın her gece
[Cenâbı Mevlevî]

“En güzel tuzak kuran benim” bak diyor âyet
Bunda büyük bir sır var! Yorumlar isen şayet

Bu güzellik bir tuzak
Kapana kısıldık
Tüm zamanımızı
Güzelliğine hayran olarak
Bu güzel bahçede yaşadık
Bunun bir düzen olduğunu
Farketmeden!

Oysa bir amacı var
O amaç da bizi içerde tutmak
Güzel bir tuzak
Bizim içimizde
Çünkü o tuzak
O tuzak biziz

“Bir geçmişin yok!” dedi, tuzağı elinde tutan: “Çünkü her dâim şu andasın!”