Tarihle barışmak ve Molla Fenari
Tarihle barışmak ve Molla Fenari
Büyük ve köklü bir mirasın sahipleriyiz. Büyük, köklü ve zengin bir miras… Ama bazen gerçekten bir mirasa sahip olduğumuzu unutuyoruz; kendimizi köksüz, mazimizi niteliksiz ve yetersiz görüyoruz. Ecdadın bize siyasi tarihten, savaşlardan, haremden ve bir yığın efsaneden başka bir şey bırakmadığı zehabına kapılıyoruz. Dolayısıyla geride kalanın terakkimizi mani olduğunu, ayaklarımız bağladığını ve bize tuzaklar kurduğunu sanıyoruz.
Bazen de sahip olduğumuz mirasın farkına varıyoruz. Fakat bu farkına varış, onu sağduyuyla anlayıp anlamlandırmak, içinde yaşanılan zamanı zenginleştirmek ve yarınları kurmak için değerlendiremiyoruz. Daha doğrusu bize kalan mirası, sadece kuru bir öğünme vasıtası olarak görüyor, böbürlenmek ve çaka satmak için kullanıyoruz.
Her iki halde de tüketiyor, tüketiyoruz. Tarihi tüketiyor, anı tüketiyor, yarını tüketiyoruz.
Gerçek anlamda tarihi mirasın farkına varmak, yeniden anlamak ve üretmek samimi bir niyetle ilmi çalışmaları artırmakla mümkün olacaktır. Zira zamana meydan okuyan değerleri, samimi, komplekssiz, kişilikli ilim adamlarının gayretleriyle tanımlayacak ve anlayacağız. Bu ise, disiplinler arası irtibatı sağlayan ortak projelerin hazırlanmasıyla hayat bulacaktır. Sempozyumlar, paneller, çalıştaylar, konferanslar bu açıdan önemlidir.
Bu anlamda ülkemizde, özellikle son yıllarda güzel çalışmalar oluyor. Güzel projelere hayat veriliyor. Üniversiteler, belediyeler, bazı resmi ve sivil kuruluşlar ortak projeleri destekliyor, ulusal ve uluslararası düzeyde sempozyumlar, paneller, çalıştaylar ve konferanslar düzenliyor, tezler hazırlatıyor, kitaplar yayınlıyorlar. Bütün bunlarla, genç nesil, tarihi mirası anlama ve anlamlandırma çabasına girdi.
Siz bu çabayı, tarihle barışma süreci başladı diye de yorumlaya bilirsiniz. Evet, tarihle barışmak ve mirasın farkına varmak! Bu bakımdan bendeniz, kim ne derse desin, yarınlardan ümitliyim. Çünkü tarihle barışmak ve mirasın farkına varmak demek, artık dar görüşün, fanatizmin, ideolojik kaygının yerini ilmin ve aklın aldığı anlamına gelir.
Bu ilmi gayretle ve bu akılla önümüz açılacak; yarınlarımız daha zengin, daha insani, daha duyarlı hale gelecek. Bunda hiç şüphem yok. Şüphem yok; çünkü son iki gündür, Bursa’da bir güzelliğe şahitlik ettik. Bu şahitliğimiz dolayısıyla bu satırları yazıyoruz.
Efendim, Uluslararası Molla Fenari Sempozyumu’ndan söz ettiğimi biliyorsunuz. 4-6 Aralık 2009 tarihleri arasında Bursa’da düzenlenen sempozyumda, Osmanlı’nın efsanevi müftülerinden birisi, Molla Fenari, farklı yönleriyle inceleme konusu edildi.
Molla Fenari, dinadamı, hukukçu, sufi ve devlet adamı olarak tarihe geçmiş büyük münevverlerden ve yüce ruhlardan birisidir. Onu bu yönleriyle tanımak eserlerini analitik bakışla çözümlemek ve insanların gündemine sokmak büyük bir iştir. Belediye ve Bursa İlahiyat Fakültesi bu büyük işin üstesinden geldiler. Artık sıra eksikliklerin tamamlanarak kitabın biran önce yayınlanması aşamasına gelmiştir. O kitabı bekliyoruz.
Sadece kitabı mı? Hayır. Bu gayretin devam etmesini ve yeni projelerin hayata geçirilmesini de bekliyoruz. Tarihle barışıklılık hali böyle devam edecek, ilim âlemine yeni eserler kazandırılacaktır. Velhasıl büyük ve köklü bir mirasın sahipleriyiz. Büyük, köklü ve zengin bir miras… Fakat biz, bu mirası olduğu gibi tanımak, anlamak, tanıtmak ve anlatmak için hazır mıyız? Bunu bilemiyorum; ama Bursa Belediyesi’nin ve İlahiyat Fakültesi’nin güzel bir iş yaptığını görüyor, takdir ediyor ve daha nice güzel projeyi hayata geçirmelerini diliyorum.
http://www.iyibilgi.com/artikel.php?artikel_id=25941
Bilal Kemikli