TAHKİK VE TAKLİT

A+
A-

62. TAHKİK VE TAKLİT

Yüz binlerce taklit ve istidlâl ehlini, pek cüzî bir vehim, şüpheye düşürür.

Çünkü taklitleri de istidlâlleri de, hattâ bütün kolları, kanatları da zanla kaimdir.

Taklit, her iyiliğin afetidir. Sağlam bir dağ bile olsa hakikaten samandan ibarettir.

(Mukallit) kıldan ince söz söylese bile gönlünün, o sözden haberi olmaz.

Taklide düşen ney gibi feryat eder, ama o feryadı ancak dinlemek isteyen içindir.

Söz söylerken ağlasa bile habîsin maksadı, ancak tamahtır.

Ağlar da yanık sözler söyler. Fakat kendisinde yanan yürek nerde, yırtılan etek nerde?

Muhakkikle mukallit arasında çok fark vardır. Bu Davut gibidir, öbürü ses gibi!

Bunun sözleri yanıklıktan doğar, öbürüyse söylenmiş köhne sözleri belleyip nakleder.

Taklit bilgisi, satış içindir. Bu bilgi sahibi, müşteri buldu mu, bilgisini güzelce satar.

Fakat hakikat bilgisine müşteri Allah’tır. O bilgi sahibinin pazarı daima işler, daima parlar.

Gök ol, bulut ol, yağmur yağdır. Oluk da yağmur yağdırır ama, faydası yok.

Gerçi dünyanın değeri taklittir ama, her mukallit de sınanmada rüsvay olur.

(I/2125, 2126, II/484, 486,  4120-494, 3265, 3266, V/24120, 4053)

[divide style=”2″]