SULTAN VELED’İN EDEBÎ KİŞİLİĞİ ve ESERLERİ
SULTAN VELED’İN EDEBÎ KİŞİLİĞİ ve ESERLERİ (II)
Veyis Değirmençay
Farsça ve Arapça’nın yanında Türkçe ve Rumca da bilen ve bu dillerde şiirler de söylemiş olan Sultan Veled’in dinî bilgisi yanında edebî birikimi de son derece mükemmeldir. Nesir ve nazımda tuttuğu yol tamamiyle Mevlâ-nâ’nın yoludur. O da, nesirde ve nazımda özellikle halka hitap eder; halkın dilini kullanır; nesrinde ve nazmında; Farsça, Arapça ve Türkçe şiirlerinde güttüğü maksat ancak budur. Babası gibi kafiyeye önem vermez; kafiye, hatta söz, onca anlamı kayıt altına alan şeylerdir. Bu bakımdan kafiyesi tam olmayan sözleri kullanmaktan çekinmez; bazı sözlerin söylenişinde tasarrufta bile bulunur.
Sultan Veled’de hikâye hemen yok gibidir; varsa bile tasavvuf! veya ahlâkî bir konu içine girer ve o konuyla zorla sürüklenir; o da, esprili, hele açık bir halk hikâyesi değil, Mûsâ ve Hızır gibi çok tanınan bir hikâyedir. O, mutlaka tasavvufî bir umdeyi anlatmak için söze başlar ve bu arada babasının zincirleme üslûbunu takip ve o hususta da onu temsil edebilmek maksadıyla başka bahislere geçer. Bütün bu bahislerin önü ve sonu bellidir. Söylemek istediği şeyi, açık ve kestirme yoldan söyler; bu hususta son derece başarılıdır; mantıkî silsileden ayrılmaz. Fikir ve üslup bakımından bilgiye dayanır.” Kur’ân’daki metoddan yola çıkarak aynı konulan tekrar tekrar işler.