ŞEYTANIN DÜŞMANLIĞI
60. ŞEYTANIN DÜŞMANLIĞI
O düşman yok mu, o düşman? Sizin atanıza da kin güttü de onu en yüce makamdan (edip), zindana attırdı.
Gönül satrancının şahını bile mat etti; onu cennetten çıkarıp belâlara uğrattı, maskara etti.
O hasetçi, bizim anamızın, babamızın tâcını tahtını bile ek çabukluğuyla kapıverdi.
Onları, oracıkta, çırılçıplak, ağlayıp inler bir halde hor hakir bırakıverdi. Âdem, yıllarca zarı zarı ağladı.
Ey balçığa tapanlar, onun şerrinden amanın aman! Onun kafasına “La havle” kılıcını vurmaya bakın!
Pusudan sizi görüp durur, fakat siz onu görmezsiniz, gaflet etmeyin sakın!
Kendine gel, şeytan sana “Babasının canı” der; bu suretle o lâin, seni aldatır.
Çünkü o kadar çok oyunlar bilir ki, senin boğazında bir çöp gibi kalakalır!
Onun çöpü boğazlarda durur. O çöp nedir? Mevki ve mal sevdası.
Şeytan, (insanları) azgınlık yoluna götürmede ısrar eder. Mürşid ise doğru yola götürmede…
Bu atalar sözü, âlemde söylenir durur: “Şeytanın canı azapta gerek.”
Şeytan, birisini kerem sahiplerinden ayırırsa onu kimsiz, kimsesiz bir hale kor, o halde bulununca da başını yer, mahvedip gider.
Şeytanla melek, gayb perdesi ardında gizlice kötülükle iyiliği sana gösterir.
Ancak gözünün önünden gayb perdesi kalkarsa seni hayra, şerre sevk edenlerin yüzlerini görürsün.
(III/2848, 2849, 2852, 2853, 2856, 2857, II/128, 131, 132, IV/3589, VI/2363, II/2165, V/2989, 29120)
[divide style=”2″]