ŞEYH GÂLİB PADİŞAH İÇİN “PEYGAMBER-İ RÛM” DEDİRTİR Mİ? – Kenan ÖZÇELİK
METNE OLMAYANI SÖYLETME: ŞEYH GÂLİB PADİŞAH İÇİN “PEYGAMBER-İ RÛM” DEDİRTİR Mİ?
Kenan ÖZÇELİK
Bir metnin üretildiği zaman geride kaldıkça onu anlamakta gittikçe zorlanırız. Bunun ana sebebi yaşadığımız zamanın bizde, o metnin ortaya çıktığı dönemdekinden farklı duyuş ve düşünüş şekilleri oluşturmasıdır. Özellikle büyük kültürel değişimlere maruz kalmış bir toplumun bireyi için eski zaman metinlerini anlamak daha fazla birikim, dikkat ve çaba gerektirir. Bu hususta gerekli çaba esirgenir yahut metin aşırı bir özgüvenle okunursa yazarının söylemediği/söyleyemeyeceği bir şey ona yakıştırılabilir; belki de yazar töhmet altında bırakılabilir. Böyle bir hata, alanında ismi duyulmuş, dedikleri ulusal ve uluslararası ilgiye mazhar olan uzman kişilerden sâdır olursa yanlışın sorgusuzca aktarılması ve başka yanlış çıkarımların doğması ihtimali artar.
Şeyh Gâlib’in (öl. 1799) Hüsn ü Aşk adlı meşhur mesnevisinde geçen bir mısra şâiri tarafından kastedilmesi mümkün olmayacak bir şekilde yorumlanmıştır: “Ayrıca bir padişaha onun döneminde damgasını vuracak aşk mesnevisi yazmak Osmanlı-Türk mesnevi edebiyatının baştan beri var olan bir iddiasıdır. Şeyh Gâlib, 18. yüzyılda edebiyatın küllenmiş olan bu hedefini, “Peygamber-i Rûm dense lâyık” dediği Osmanlı’nın yenilikçilik padişahı, III. Selim (öl. 1808) dönemine damgasını vuran/vuracak olan bir aşk hikayesi yazmayı gerçekleştirmek amacı taşıdığı da düşünülebilir.”