Sembol, Sembolik Dil ve Bu Bağlamda Mesnevî’nin İlk 18 Beytindeki Sembolik Unsurlar – Şener Demirel
Sembol, Sembolik Dil ve Bu Bağlamda Mesnevî’nin İlk 18 Beytindeki Sembolik Unsurlar
Şener Demirel
Geçmişten günümüze Mevlânâ’nın Mesnevî’si üzerine yapılan çalışmalarda dikkat çekilen hususlardan biri de Mesnevî’de oldukça zengin bir sembolik dilin kullanılmış olmasıdır. Mevlânâ, başta Kur’ân-ı Kerîm olmak üzere, kendisinden önce kaleme alınmış birçok dinî ve edebî eserdeki sembolik anlatımı, kendisi de benimsemiş ve başta hikâyeler olmak üzere dile getirmeye çalıştığı birçok konuyu sembolik dil aracılığıyla ifade etmeye çalışmıştır. Sembolik dil veya anlatım, hemen hemen bütün dinlerde ve edebiyatlarda var olan ve başvurulan bir anlatım yöntemidir. Bu tür bir söylem her ne kadar yer yer yanlış/eksik anlamalara yol açsa da, yine de duygu ve düşüncelerin doğrudan değil de örtük bir biçimde, daha doğrusu birtakım sembolik değerler üzerinden dile getirilmesi anlatılanların daha ilgi çekici olmasına ve okuyucunun yaratıcı düşünmesine vesile olmaktadır. Bu makale ana hatlarıyla üç bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde sembol, alegori, metafor ve istiare/eğretileme gibi terimlerin anlamlarından yola çıkılarak birbirleriyle olan benzerlik ve farklılıkları üzerinde durulacak; ikinci bölümde sembolik dilin ya da benzeri bir kullanımın Mesnevî’den önce dinî ve edebî birçok metinde kullanıldığı örneklerle ortaya konulacak; üçüncü ve son bölümde ise Mesnevî’nin ilk 18 beytinin Türkçe şerhlerinde şârihlerin özellikle üzerinde durdukları ve açıklamaya çalıştıkları bazı sembolik unsurlardan bahsedilecektir.