Sema: Arşa Kanat Çırpanların Aşkı – Mustafa Çıpan
Sema: Arşa Kanat Çırpanların Aşkı
Mustafa Çıpan
Döndükçe, etekler yelpazelenir
Döndükçe, gönülde aşk tazelenir
“Sema, diri kişilerin canlarına rahattır, huzurdur; canında can olan bilir bunu. Sema, gönüller alan Sevgiliyle buluşmak içindir. Yüzlerini kıbleye dönmüş kişiler bu dünyada da semadadır, o dünyada da.”
“Alimler, peygamberlerin varisleridir” hadisinin sırına mazhar olan, “Peygamberimizin yolu yordamı aşktır. Biz aşktan doğmuşuz. Aşk anamızdır bizim.” diye seslenen Hz. Mevlana, “Bende benimle ilgili bir şey bırakmadı.” dediği aşkın gerçek hürriyet olduğunu idrak eden bir aşk sultanıdır.
Mayası aşkla yoğrulan insan, yüzyıllardır bizim topraklarımızdan akarak bütün bir insanlığı kucaklayan, onlara ab-ı hayat sunan bu aşk ve nur sebilinden içmekte (ırmağında yıkanmakta), beşer olmanın zaaf ve ihtiraslarından arınmaktadır. Onun öğretileri üzerine oğlu Sultan Veled tarafından müesseseleştirilen Mevleviliğin merkezi Konya’dır. O aşk ve tevekkül menba’ı Konya ki; orada zaman ve mekan gönle sultan, derde derman Hz. Mevlana ile dolar; yapraklarında gül nefesi hissedilir; rüzgarlarında ney sesi işitilir. Başta Anadolu olmak üzere Balkanlar, Kıbrıs, Arabistan Yarımadası ve Kuzey Afrika’yı içine alan büyük bir coğrafyada gelişerek kalıcı tesirler bırakan; muhib ve müntesibleri arasına aldığı pek çok devlet adamı, alim ve sanatkarla sayısız ilim ve san’at eserinin vücut bulmasını sağlayan Mevlevilik, İslam Medeniyetini hakkıyla temsil etmiştir.
Bu temsilin en mühim unsurlarından biri; aklı, imanı ve estetik özellikleri itibariyle akl-ı selime, kalb-i selime ve zevk-i selime hitab eden “Sema”dır.