Sabûhi Ahmed Dede’nin İhtiyârât-ı Sabûhi Adlı Mesnevi Şerhi – Müzekkir KIZILKAYA

A+
A-

Sabûhi Ahmed Dede’nin İhtiyârât-ı Sabûhi Adlı Mesnevi Şerhi

Müzekkir KIZILKAYA

Bu makalede Yenikapı Mevlevîhanesi üçüncü Ahmed dedesi, Sabûhi Ahmed Dede’nin günümüzde kütüphanelerde yazma halinde bulunan eseri İhtiyârât-ı Sabûhi ele alınmıştır. Sabûhi Ahmed Dede onyedinci yüzyıl mevlevî şeyhlerinden önemli bir isimdir. Eserlerinden iyi bir eğitim aldığı anlaşılan Sabûhi Ahmed Dede, ilk önce Bektâşî şeyhi olan Kasım Dede’ye intisap etmiş, intisabından kısa bir sonra Kasım Dede vefat etmiştir. Kasım Dede’nin vefatından sonra Konya’ya seyahat etmiş ve orada Birinci Bostan Çelebi ve Ebû Bekir Çelebi’ye intisab etmiş, iradet getirmişlerdir. Konya’da iken âsitânede Mesnevî derslerine devam etmiştir. On üç yıl Ebû Bekir Çelebi’nin bir hizmetinden bulunduktan sonra, Ebû Bekir Çelebi tarafından 1026/1617 yılında Şam Mevlevihanesi şeyhliğine tayin edilmiştir. On üç yıldan fazla Şam’da postnişin olduktan sonra azledilmiştir. Akabinde İstanbul Yenikapı Mevlevîhanesi şeyhi olarak gönderilmiştir. Şam Mevlevihanesi şeyhliği döneminde dervişân, Sabûhi Ahmed Dede’den Mesnevi’de geçen anlaşılması güç beyitleri şerh etmesini istemişlerdir. Sabûhi Ahmed Dede’nin uzun yıllar okuttuğu Mesnevî dersleri neticesi telif eser olarak ortaya çıkan İhtiyârât-ı Mesnevî, Sabûhi Ahmed Dede’nin tasavvufî kişiliğini yansıtması ve beslendiği kaynaklar itibariyle melâmî ve kalenderî bir mevlevî sûfî olduğunu göstermesi açısından önemli bir eserdir. Eserin İstanbul Yenikapı Mevlevîhanesi yangınlarında bazı nüshalarının yandığı ve beşinci, altıncı defterlerinin kayıp olduğu iddiaları kaynaklarda geçmektedir. Biz bu makalemizde tespit ettiğimiz nüshaları ve bu konuyla ilgili hatalı bilgileri tashih etmeye çalıştık. Bu makalemizde gayemiz İhtiyârât-ı Mesnevî’yi ilim dünyasına tanıtmaktır.