Rubâîyat’tan

A+
A-

[DEM-i MEVLEVÎ]

A eşek, sırtında kim var, var mı haberin! Üstündeki yük, benzeri olmayan bir perîdir. Yere saplanıp kaldığın yeter, gökyüzünün başı üzerine ayak bas. Ömrü boyunca güneşin bile bir kez gözüne bakamadığı birinin hamalı oldun ya sen…

R-1209
Ey ten bineği! Haberin var mı sırtına binen kimdir?*
Yere değil göğün başı* üstüne bas ki yükün peridir*
Güneşin bile bir kez dönüp bakamadığı kimdir?
Ömrünce taşıyıp durduğunu bilsen O•nu, yeridir
[Rubâîyat-ı Cenâb-ı Mevlevî’den]

* “Ber puşt-i tô kîst?”

“Sırtına binen” ifadesi Kelâm-ı Kadîm’deki canlıların perçeminden, dizgininden, direksiyonundan tutarak evirip çeviren “Âlemlerin Rabbi” ifâdesini hatırlatıyor:

Şüphesiz ki ben, benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olan Allah’a tevekkül ettim…
(Rubûbîyet hakikatı ki her bir ifadesini, her bir ifadesi olarak evirip çeviren, istediği yöne götüren, sahnesine uygun olarak oynatandır)

Canlılık emaresi gösteren, hareket halindeki hiç bir canlı, hiç yerde bir debelenen yoktur ki O (Rabbimiz) onun (Bi-) nasiye’sinden (başının ön kısmından, alnından, perçeminden) tutmuş olmasın…

Var görünen her bir mazhar, sırr-ı kayyûmiyetle kâîm durur her an…
[Hûd:56 zevkiyle]

*Peri:
Tabiat üstü aşkın bir güce sâhip güzellik, efsane varlık diye bilinse de doğduğu kaynaktaki “pairi: yanında duran, iyi ruh” manâsı dikkat çekicidir.

* “Göğün başı” lafzen “Ser-i Çarh”
Çarh, çark, dönen tekerlek, tekerlek gibi dönen şey’den mecazen gökyüzü, kâinat, felek, âlem, dünya…

Aşk ve irfan ikliminin Mevlevî bağçesinde o ince nükteye kulak verenler semâ esnâsında, direk denen ve yerden kaldırılmayan sol ayağın mecazen kalbin etrâfında döndürülen sağ ayağa ve bu ayak etrâfında sola doğru bir kere dönüş de “çarh” diye-bilinir. “Çarh atmak” da semâ esnâsında sağ ayağı sol ayak etrâfında çevirmek sûretiyle halkalar çizerek dönmektir.

Bir cennet işâretinde geçtiği gibi:

(Habibim) Ve görürsün ki melekler, Rablerinin farkındalığı ile, onu hamd ederek, onu tenzih edip arşın (kalbin) çevresinde habire dönmedeler…
[Zümer:75’den]

Varlığın Sevinci olandan işitecek bir kalbi olanların işittiği açık bir sır da buydu:

Cennetliklerin (Birlik zevkini sürenlerin) nefes alıp vermeye benzer şekilde hamd ile (olanın farkındalığı) tesbihleri (akışta yüzmeleri) vardır.
[Müslim:Cennet-18]

Sana Zikr-i Sultânî’den sual ederler,
Al-lah-Al-lah de ki:

Kulağa konan aşkımız
Bir eksiği yok şarkımız
Her nefes-de-müdâm
Böyle döner çarkımız
[A. Kadrî]

–•–
–•–
–•

Kullarına va’d eyledi yarınki gün görünem dedi
Ol dostların sevindiği yarınım bugündür bana

Dost ‘aşka ulaşalıdan dünyâ âhiret bir oldu
Ezel ebed sorar isen dün ile bugündür bana
[Y. Emre’den]

Vâde olundu cümleye kim göreler yarın ânı, imdi hani
Benim yârim bundan durur bunda göründü ol Kadrî
-⚘

Şimdi kalbinde dinle-nesin…

https://benolanben.com/dinle/fihimafih&15301

https://x.com/benolanben/