Onu Sloganik Cümlelerle Anıyoruz.

A+
A-

Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fars Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Temizel, Mevlana’yı anlayamıyoruz dedi. Temizel, “Anlatmaktan ziyade Mevlana’yı anlasak daha iyi olacak. Onu ancak sloganik cümlelerle anıyoruz. Halbuki Mevlana’yı hayatın her anında anlamaya çalışmalı, özümseyebilmeliyiz. Bugün İslamofobi diyenler Mesnevi’yi bir okusalar İslamofobi yaşamayacak” dedi.

Konya’da bu yıl “İrfan vakti” temasıyla düzenlenen Mevlana’nın 748. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri, gündüz ve akşam yapılan programlarla aralıksız sürüyor. Mevlana araştırmaları yapan ve Mevlana’yı her daim insanlara anlatmaya çalışan Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fars Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Temizel, Mevlana’yı anlamanın önemine dikkat çekti.

Temizel, “Anlatmaktan ziyade Mevlana’yı anlasak daha iyi olacak. Sadece Mevlana için değil, edebi, kültürel, tasavvufi şahsiyetleri daha iyi anlamamız gerekir. Bunları sadece yılın belirli günlerinde, ölüm yıl dönümlerinde anmak değil, hayatımızın her anında anmamız gerekiyor. Kültürel, milli, dini hafızanın kopmaması için geçmişe ait olan değerli şahsiyetlerimizi anlamamız gerekir. Mevlana’yı anlamıyoruz. Mevlana’nın kendi eserlerinde bizlere söylemek istediği şeyleri biz öğreniyoruz ama onun kuran-ı kerimden, Peygamber efendimizin hadislerinden kaynaklı mesajlar olduğunu bilmediğimizden dolayı ve Kur’an ahlakıyla, Peygamber efendimizin sünnetine uygun yaşamadığımızdan dolayı biz Mevlana’yı anlamıyoruz. Problemimiz budur. Sadece sloganik cümlelerle Mevlana’yı biliyoruz ve onu o sözlerle anlamaya çalışıyoruz. Söylediği sözlerin anlamına bakmadan yaptığımız konuşmalar sadece konuşmalarda kalacaktır” dedi.

‘MEVLANA ULUSALARARASI İLİŞKİLERİ DE İYİ BİLEN BİR İNSANDIR’

Mevlana’nın iyi bir Müslüman alim olmasının dışında uluslararası ilişkileri de iyi bilen bir kişi olduğunu anlatan Temizel, “Mevlana uluslararası diplomasiyi iyi bilebilecek bir insandır. Mevlana’nın döneminde Selçuklular ve Moğollar arasında sürtüşmeler vardır. Selçuklu’nun kaybolan umutlarını Mevlana o dönem yeniden yeşertmiştir. O gün de olduğu gibi bugünde Mevlana’nın düşünceleri dünyanın her yerinde ulaşmakta. Hatta uluslararası ilişkilerimizde bile onun öğretilerini, düşüncelerini kullanabiliyoruz. Pandemi döneminde gönderdiğimiz yardım kolilerin üzerine Mevlana’nın sözlerini yazdık. Nefis, saygılı, naif, güzel bir diplomasi örneğini burada Mevlana üzerinden vermiş oluyoruz” diye konuştu.

‘MESNEVİ’Yİ OKUSALAR İSLAMOFOBİ YAŞAMAYACAK’

Prof. Dr. Ali Temizel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Günümüzdeki en büyük sorunlardan birisi de İslamofobi. İslamofobi yaşayan insanlar Müslümanlıktan korktukları için bunu yaşamıyorlar. Onlar Müslüman olmaktan korktukları için İslamofobiyi oluşturuyorlar. Bizde aşk ve sevgi dili var. Aşk ve sevgi dilinin olduğu bir medeniyette, kültürde niye düşmanlık olsun. Bugün İslam coğrafyasında dinmeyen gözyaşları, dinmeyen kan varsa bu bizim Müslümanlığı anlamamızdan, Müslümanca yaşamadığımızdan. Aslında kendimizi sorgulamamız gerektiğinden bu tür şeyleri yaşıyoruz. Mevlana’nın sözlerini özümseyebilsek bugün bir çok problemi yaşamayabiliriz. Mevlana’nın düşünceleri evrenseldir ve birçok kişiyi etkilemiştir. Mevlana insancıldır. Bahsettiğim şey hümanizm değil. Allah rızası için insanı sevmekten bahsediyorum. İslamofobi yaşayan insanlar aslında Mesnevi’yi okusalar insanlar asla İslamofobi yaşamayacak. Mevlana’nın mesajlarını sadece kendi nefsimize değil tüm insanlığına anlatmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

‘MEVLEVİLİK KÜLTÜRÜNÜ HER AN YAŞAMALIYIZ’

Mevlana’yı 10 günlük bir sürede anlatılamayacağını da ifade eden Prof. Dr. Ali Temizel, ” Bu 10 günlük süreçte biz Mevlana’yı sadece tanıtıyoruz. O programlarla anlatmaya çalışıyoruz. Tabi ki bu süre içerisinde Mevlana’yı anlatamazsınız. Biz dinimizi 24 saat yaşıyoruz. İslam ahlakına göre yaşıyoruz. Mevlevilik kültürü de İslam ahlakından kaynaklandığına göre biz Mevlevilik kültürünü 365 gün 24 saat yaşamalıyız ki Mevlana anlaşılmalı” dedi.

Uygun olmayan sema gösterilerine de değinen Temizel, “Sema aslına uygun yapılıyorsa farklı şehirlerde de yapılabilir. Kuran-ı kerim ile başlayıp kuranla bitirilmiyorsa orada problem vardır. Semazenlerin abdestli olması gerekiyor. Çünkü sema ibadet aşkıyla yapılan bir ritüeldir. Semazenler dönüşleriyle, hareketleriyle Allah’ı zikreden kişilerdir. Sema Allah’a anma şeklidir. Mevlevilik kültüründen gelen şeklini koruyarak semayı yapıyorlarsa problem yok. Ancak bir folklorik bir gösteriye dönüşmüşse biz bunun karşısındayız. Bu ancak bir dans veya gösteri olabilir” ifadelerini kullandı.

TOLGA YANIK – Sabah

https://www.sabah.com.tr/yasam/prof-ali-temizel-mesneviyi-okuyanlar-islamofobi-yasamazlar-5783236