Hisar Buselik Âyin-i Şerîf
Sadeddin Heper
BİRİNCİ SELÂM
Yek demî gavvâs bûdem ber leb-i deryâ-yı aşk
Sad hezâran dürr ü gevher dîdem ez deryâ-yı aşk
Nâgihân ez kudret-i Hak yek nazar kerdem der ô
Âlemî ser-geşte dîdem mande-i deryâ-yı aşk
Vezni: Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilât [Remel]
Bir zaman aşk denizinin kıyısında dalgıç oldum; (içinde) yüz binlerce inci, mücevher gördüm. Ansızın Hakk’ın kudretiyle ona bir baktım ki (bütün) bir âlem, aşk denizinde başı dönmüş, kalmış.
Penbe zi gûş dûr kün bang-i necât mî resed
Âb-ı siyâh der me-rev k’âb-ı hayât mî resed
Nevbet-i aşk-ı Müşterî ber ser-i çerh mî zened
Behr-i revân-ı âşıkan sad salavât mî resed
Vezni: Müfteilün mefâilün müfteilün mefâilün [Recez]
Kulağından pamuğu çıkar, (seni) kurtaracak ses geliyor. Bulanık suya girme; âb-ı hayat geliyor. Gökyüzünün tepesinde Müşteri’nin aşk nöbeti çalınıyor; âşıkların ruhları için yüzlerce dua (ve rahmet niyazı) geliyor.
Mutribâ esrâr-i mâ râ bâz gû
Kıssahâ-yi can-fezâ râ bâz gû
Mahzen-i innâ fetahnâ ber güşâ
Sırr-ı cân-ı Mustafâ râ bâz gû
Çün Salâhaddin salâh-i cânhâst
Tâ salâh-i cânha râ bâz gû
Vezni: Fâilâtün fâilâtün fâilün [Remel]
Ey çalgıcı! Bizim sırlarımızı söyle; cana can katan hikâyeleri anlat. Fetih Sûresi’ndeki hazinenin (kapısını) aç; rûh-ı Muhammedî’nin sırrını anlat. Mademki Salâhaddin, canların huzurudur; canların huzuru için anlat.
İKİNCİ SELÂM
Sultân-ı menî sultân-ı menî
Ender dil ü can îmân-ı menî
Der men bi-demî men zinde şevem
Yek cân çi şeved sad cân-ı menî
Vezni: Fa‘lün feilün fa‘lün feilün [Mütedârik]
Sultânımsın, sultânımsın; cânımda, gönlümde imânımsın. Bana üflersen ben dirilirim. Bir cân da nedir? Yüz cânımsın.
ÜÇÜNCÜ SELÂM
Âşıkan râ kıble dîdâr âmedest
Gerçi der reh kıble bisyâr âmedest
Şems-i Tebrîzî heme güftâr-i tü
Der hakîkat dürr-i şehvâr âmedest
Vezni: Fâilâtün fâilâtün fâilât [Remel]
Yolda kıble çoktur ama âşıklar için kıble, (sevgilinin) yüzüdür. Ey Tebrizli Şems! Senin sözün, hakikatte padişahlara lâyık mücevherdir.
Ey ki hezâr âferin bu nice sultân olur
Kulu olan kişiler hüsrev ü hâkân olur
Her ki bugün Veled’e inanuben yüz süre
Yoksul ise bay olur bay ise sultân olur
Vezni: Müfteilün fâilün müfteilün fâilün [Münserih]
Binlerce tebrikler! Bu nasıl bir sultandır ki hizmetçisi olanlar, padişah olur. Bugün her kim (Sultan) Veled’e inanıp (dergâhına) yüz sürerse, fakir ise bey olur, bey ise sultan olur.
Ey an ki talebkâr-ı Hudâyîd hudâyîd
Hâcet be taleb nîst şümâyîd şümâyîd
Harfîd ü kelâmîd ü hurûfîd ü kitâbîd
Cibrîl ü Burâkîd ü resûlân-ı Hudâyîd
Vezni: Mef‘ûlü mefâîlü mefâîlü mefâîl [Hezec]
Ey Tanrı’yı arayanlar! Aramaya gerek yok, (o) sizsiniz, sizsiniz! Harf, kelime, kelâm, kitap da (sizsiniz); Cebrâil, Burak ve Tanrı’nın elçileri de…
Dem-be-dem ez reh-i dil peyk-i hayâleş resedem
Tâbişî nev-be-nev ez hüsn ü cemâleş resedem
Yâ rab in bûy-i tarab ez taraf-ı firdevsest
Yâ nesîmest ki ez rûz-i visâleş resedem
Vezni: Fâilâtün feilâtün feilâtün feilün [Remel]
Gönül yolundan an be an onun hayâl habercisi geliyor, bana; güzelliğinden yeniden yeniye bir parıltı geliyor, bana. Yarabbi! Bu sevinç (veren) koku, cennet tarafından mı (erişiyor)? Yoksa kavuşma gününden bir esinti mi geliyor, bana?
Ey mefhar-i evvelîn olan Mevlânâ
Vey melce-i âhirîn olan Mevlânâ
Dervişlerini hakîkate vâsıl kıl
Ey hâdi-i rûh-ı dîn olan Mevlânâ
Vezni: Mef‘ûlü mefâilün mefâîlün fa‘ [Hezec/Rub.]
Ey, öncekilerin medâr-ı iftiharı olan Mevlâna! Ey sonrakilerin sığınağı olan Mevlâna! Dervişlerini hakikate ulaştır. Ey dinin ruhuna klavuz olan Mevlâna!
DÖRDÜNCÜ SELÂM
Sultân-ı menî sultân-ı menî
Ender dil ü can îmân-ı menî
Der men bi-demî men zinde şevem
Yek cân çi şeved sad cân-ı menî
Vezni: Fa‘lün feilün fa‘lün feilün [Mütedârik]
Sultânımsın, sultânımsın; cânımda, gönlümde imânımsın. Bana üflersen ben dirilirim. Bir cân da nedir? Yüz cânımsın.