Bestenigâr Âyin-i Şerîf

Önceki Sayfaya Dön

Bursalı Âmâ Sâdık Efendi

1 Selam

Akbele’s-sâkî aleynâ hâmilen ke’se’l-müdâm
Fe’şrabû min ke’si huldin ve’trükû ekle’t-taâm

Yâ nedîmî selsebîlen nahnü aynü’s-selsebîl
Kum lenâ neftah cinânen min cinânin yâ gulâm

Sâki, (elinde) şarap kadehi olduğu halde bizi karşıladı; (dedi ki): Ebedîlik kâsesinden için ve yemeği bırakın. Ey dostum! Bir sebil akıt. Biz selsebil kaynağıyız. Bizim için kalk, ey hizmetçi! Cennetlerden bir cennet açalım.

İn semâ-ı mevlevî mesmû‘ bâdâ tâ ebed
V’in livâ-i ma‘nevî merfû‘ bâdâ tâ ebed

Âşıkân-ı feyz-i Hak râ ictimâ u istimâ
İn semâ-ı mevlevî mesmû‘ bâdâ tâ ebed

Bu mevlevî semâı ebediyen dinlenir olsun, bu manevî bayrak ebediyen dalgalansın. Cemiyetler, âyinler, Hak’tan feyiz alan âşıklar içindir. Bu mevlevî semâı ebediyen dinlenir olsun.

Her ki cûyed rûz u şeb râh-i rızâ-yi Mustafâ
Lâ-cerem râzî büved ez vey Hüdâ-yi Mustafâ

Ez berâ-yi rahmet-i mecmû-i âlem âmedest
Mustafâ ber âlem ü âlem berâ-yi Mustafâ

Her kim gece gündüz Muhammed Mustafâ (a.s)’ın rızâsını kazanmaya çalışırsa, şüphesiz ondan Mustafâ (a.s.)’ın rabbi de razı olur. Muhammed Mustafâ, bütün âleme rahmet olarak gelmiştir; Mustafâ âlem için, âlem Mustafâ için.

2. Selam

Sultân-ı menî sultân-ı menî
Ender dil ü can îmân-ı menî

Der men bi-demî men zinde şevem
Yek cân çi şeved sad cân-ı menî

Sultânımsın, sultânımsın; cânımda, gönlümde imânımsın. Bana üflersen ben dirilirim. Bir cân da nedir? Yüz cânımsın.

Ey âşıkan ey âşıkan men âşık-ı dîrîneem
Ey sâdıkan ey sâdıkan men âşık-ı dîrîneem

Ey âşıklar, ey âşıklar! Ben eski (bir) âşığım. Ey sâdıklar, ey sâdıklar! Ben eski (bir) âşığım.

3. Selam

Âmed an mahbûb-i insan merhabâ
Sad hezâran lutf u ihsan merhabâ

Âmed an mahbûb-i cümle kâinât
Bâ kemâl ü fazl-ı Rahman merhabâ

Âmed an serdâr-ı ehl-i ma‘rifet
Der sıfât-ı çâr erkân merhabâ

Şems-i Tebrîzî bi-han ez levh-i dil
Âyet-i can der sad elhan merhabâ

O insanların sevgilisi, yüz binlerce lütuf ve ihsanla geldi, hoş geldi! O bütün kâinatın sevgilisi, Hakk’ın keremiyle, kemâl üzere geldi, hoş geldi! O marifet ehlinin kumandanı, dört erkân sıfatında geldi, hoş geldi. Ey Şems-i Tebrîzî! Can âyetini, yüz nağmeyle gönül sazından oku.

Ey ki hezâr âferin bu nice sultân olur
Kulu olan kişiler hüsrev ü hâkân olur

Her ki bugün Veled’e inanuben yüz süre
Yoksul ise bay olur bay ise sultân olur

Binlerce tebrikler! Bu nasıl bir sultandır ki hizmetçisi olanlar, padişah olur. Bugün her kim (Sultan) Veled’e inanıp (dergâhına) yüz sürerse, fakir ise bey olur, bey ise sultan olur.

Ey büt-i nâzenîn-i men dest-i menest ü dâmenest
Serv ü semen-berîn-i men dest-i menest ü dâmenest

Kıble-i dil serâ-yi tü ka‘be-i can hevâ-yi tü
Rûy-i menest pây-i tü dest-i menest ü dâmenest

Ey benim nazlı sevgilim! Benim elim senin eteğindedir. Ey benim servi (boylum), yasemin tenlim! Benim elim senin eteğindedir. Senin evin, gönlümün kıblesi, aşkın canımın kabesidir. Benim yüzüm, senin ayağının altındadır. Benim elim senin eteğindedir.

Bülbül-i bâğ-ı ô menem akl kücâ vü men kücâ
Çeşm-i çerâğ-ı ô menem akl kücâ vü men kücâ

Hesti-i Hak havâleem bahr büved nevâleem
Keşti-i Nuh piyâleem akl kücâ vü men kücâ

Onun bahçesinin bülbülü benim; akıl nerede, ben nerede? Onun kandilinin ışığı benim; akıl nerede, ben nerede? Hakk’ın varlığı, benim dayanağım; deniz, içeceğim, Nûh’un gemisi kadehim; akıl nerede, ben nerede?

Her ki ruhsâr-ı tü bîned be gülistan ne-reved
Her ki derd-i tü keşed cânib-i derman ne-reved

Her ki der hâne demî bâ tü be halvet bi-nişest
Be temâşâ-yi gül ü lâle vü reyhan ne-reved

Senin yüzünü gören, gül bahçesine gitmez. Senin derdini çeken, derman (aramaya) gitmez. Seninle bir an için evde başbaşa kalan, gül, lâle ve reyhan seyretmeye gitmez.

Kad eşrekati’d-dünyâ min nûri humeyyânâ
Ve’l-bedrü alâ sâkî ve’l-ke’sü süreyyânâ

Men leyse le-hû aynün yestebsırû an gaybi
Fe’lye’ti alâ şevkın fî hıdmeti mevlânâ

Dünya, ateşimizin ışığıyla aydınlandı. Dolunay bize sâki, Ülker de kadehimiz. Gayb âlemini görecek gözü olmayan, şevkle bizim efendimizin huzûruna gelsin.

4. Selam

Sultân-ı menî sultân-ı menî
Ender dil ü can îmân-ı menî

Der men bi-demî men zinde şevem
Yek cân çi şeved sad cân-ı menî

Sultânımsın, sultânımsın; cânımda, gönlümde imânımsın. Bana üflersen ben dirilirim. Bir cân da nedir? Yüz cânımsın.