Alâeddin Yavaşça
1 Mart 1926’da Kilis’te doğdu. Babası Kilis’li Şair Yavaşca’zade Sezai Efendi’nin oğlu Hacı Cemil Efendi, Annesi Kınoğlu Kadri Efendi’nin kızı Enver Hanım’dır. Kilis Kemaliye İlkokulu ve Kilis Ortaokulu’nu bitirdikten sonra lise birinci sınıfı yatılı olarak Konya Lisesi’nde başlayıp, 2 ve 3. Sınıfları İstanbul Erkek Lisesi’nde tamamlayıp 1945’de mezun oldu. İstanbul Üniversitesi’ne giriş imtihanını kazanarak Tıp Fakültesine başladı. 1951 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan Yavaşca, İstanbul Üniversitesi 1. Kadın Doğum Kliniğinde, Ord. Prof. Dr. Tevfik Remzi Kazancıgil’in yanında Haseki Hastanesinde ihtisasını yaptı ve 1955 yılında Kadın-Doğum Mütehassısı oldu. Askeri hizmetini Kasımpaşa Askeri Deniz Hastanesi’nde yapan Yavaşça, sırasıyla, Zeyneb Kamil Doğumevi, Taksim İlk Yardım Hastanesi, Şişli Etfal Hastanesi’nde Başasistanlık ve Şef Muavinliği görevlerini yapmış, 1969 yılında açılan Vakıf Gureba Hastanesi Şeflik imtihanına girmiş, imtihanı kazanıp o tarihten 1976 yılına kadar adı geçen Hastanede Kadın-Doğum Kliniği Şefliği yaparak, bu hastanede olmayan Doğum Bölümünü kurmuştur. 1976 yılında da, boşalmış olan Haseki Hastanesi Kadın-Doğum Kliniği Şefliğine naklen atanmıştır. Bu süreler içinde birçok Kadın-Doğum Mütehassısları yetiştirmiştir. 1985 yılı 1 Ekim tarihinde aynı hastanenin Başhekimi olmuştur.
Prof. Dr. Yavaşca 1980 yılında Birleşik Amerika Baltimor şehrindeki Johns Hopkins Üniversitesi Hastanesi’nde “İdarecilik ve Aile Planlama Kurslarını” bitirmiştir.
Prof. Dr. Yavaşca’nın mesleki hayatı esnasında Tıp Dünyası, Şişli Hastanesi Bülteni, Zeynep Kamil Hastanesi Bülteni, Vakıf Gureba Bülteni, Haseki Tıp Bülteni, Sağlık Bakanlığı Bülteninde yayınlanmış 54 bilimsel neşriyatı bulunmaktadır. Birçok Ulusal ve Uluslararası sempozyumlara katılmış ve bildiriler sunmuştur.
Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca’nın musiki hayatı; doğduğu ve ailece bağlı bulunduğu Kilis’te küçük yaşlarda başlamış, daha 8 yaşındayken o sıralarda Ortaokulda hoca olan Zihni Çelikalp’ten Batı Mûsikisi keman dersleri almış, İstanbul’a gittikten sonra, Saadeddin Kaynak, Münir Nureddin Selçuk, Dr. Subhi Ezgi, Hüseyin Sadeddin Arel, Zeki Arif Ataergin, Nuri Halil Poyraz, Refik Fersan, Mes’ud Cemil, Ekrem Karadeniz, Dede Süleyman Erguner, Dr. Selahaddin Tanur gibi üstadlardan istifadeler sağlamış, İstanbul Belediye Konservatuarı, İleri Türk Musikisi Konservatuarı, İstanbul Üniversitesi Korosu gibi kuruluşlarda icra kabiliyetini ve musiki bilgisini geliştirdikten sonra 1950 yılında açılan imtihanı kazanarak İstanbul Radyosunda solist icracı olmuş, zamanla Türkiye Radyolarında ve TRT Bünyesinde “Danışma, Denetleme ve Repertuar Kurullarında üyelik ve başkanlık dahil önemli görevler almış. 1967’den bu yana solistliği yanında Koro Yöneticiliği de(Klasik Türk Musikisi Erkekler Korosu ve Beraber Şarkılar)yapmıştır. Ayrıca belirli zaman aralıklarıyla Türkiye Radyolarına alınan stajyerlerin hocalığını yapmış ve onların sanatçı olmalarını sağlamıştır.Bu faaliyetlerinin dışında Milli Eğitim Bakanlığının “Türk Musikisi Araştırma,değerlendirme ve İnceleme Kurulunda, Devlet Planlama’nın 5. Beş yıllık Türk Musikisi Eğitimi Komisyonunda üyelik hizmeti vermiştir.
Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, Türk musikisinde Devlete Bağlı ilk Konservatuarın kurucuları arasında yer almış, 1976’dan itibaren Türk Musikisi Devlet Konservatuarının Yönetim Kurulunda ve Öğretim Kadrosunda çalışmıştır. Konservatuar YÖK yasasıyla İstanbul Teknik Üniversitesine bağlandıktan sonra, teşkil edilen “Danışma Biriminde” yer almıştır.
Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığının 19/03/19120 tarihli yazısıyla İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Profesörlüğüne atanmış olup, sözü geçen konservatuar’ın Ses Eğitimi Bölüm Başkanlığı’nı sürdürmüştür. Ancak “yaş haddinden emekli olanlar”için çıkartılan yasa dolayısıyla 2005 yılı Nisan ayı sonunda İ.T.Ü.D.K.’dan ayrılmış ve Haliç Ünive rsitesi’nde göreve başlamıştır.
Tıp Fakültesinde öğrencilik yılları ile ihtisasını yaptıktan sonraki uzunca bir zaman diliminde, Alaeddin Yavaşca’nın hekimliği önde ve birinci planda tuttuğunu, musikiyi ise bir hobi olarak kabul ettiğini görüyoruz. 1950’li yıllarda çeşitli mecmualarda kendisi ile yapılan röportajlarda bu husus hep Alaeddin Yavaşca tarafından böylece dile getirilmiş. O yıllarda yayınlanan bir röportajında;
Hekimlikle ilgili sohbetten sonra kendisine sorulan:
“İfadenize bakılırsa, kendinize meslek olarak doktorluğu seçmiş bulunuyorsunuz. Türk musikisi ile ilginiz daha mı az?” sorusuna şu cevabı veriyor Alaeddin Yavaşca.
“Musikiyi çok seviyorum, fakat benim için başta gelen bir iş değil, belki ikinci, belki üçüncü derecededir. Bir hastayı ameliyatla ya da ameliyatsız olarak ıstırabından kurtarıp sağlığına kavuşturmak hazların en büyüğüdür”
Alaeddin Yavaşça’nın o zamanki görüşü budur ama; ömrünün büyük bölümünde, musiki ile hekimlik hep birbirini tamamlamıştır. Başarılarında hep görmüş olduğu saygınlıklarda, bu iki özelliği birlikte ön plana çıkmıştır. Hayatının her safhasında; ünlü bir ses icracısı ya da bestekar Alaeddin Yavaşca’dan söz edilmiştir ve musikimizin önemli kişilerinden biridir ama; hep Doktor Alaeddin Yavaşca olarak anılmış, musiki muhitindeki herkes, hatta musikideki hocaları bile onu adını söylemeden “Doktor” diye çağırmışlardır.
Dr. Alaeddin Yavaşca’nın icracılığı yanında 633 civarında Beste, Semai, Kar-ı Natık, Şarkı, Çeşitli Saz Eserleri (Peşrev, Saz Semai, Methal, Etüd), Marş ,Divan, Çocuk Şarkıları, dini sahada da Mevlevi Ayini ve İlahi formunda besteleri vardır. Bestelerinin birçoğu radyo repertuarında yer almış, plak ve kasetlere okunmuştur.Bu bestelerin notaları aşağıda verilmiştir.