Mevlana’nın Öğretileri Mevlana ile Hüsamettin Çelebi arasındaki Sohbetler

Mevlana’nın Öğretileri Mevlana ile Hüsamettin Çelebi arasındaki Sohbetler
Mevlana’nın Öğretileri Mevlana ile Hüsamettin Çelebi arasındaki Sohbetler
Yazar: Prof. Dr. Erkan Türkmen
Yayınevi: Nüve Kültür Merkezi
Sayfa: 160

Prof. Dr. Erkan Türkmen’in hazırladığı “Mevlana’nın Öğretileri” Mevlana ile Hüsamettin Çelebi arasındaki Sohbetler adlı kitap Nüve Kültür Merkezi yayınları arasında yayınlandı.

Arka Kapak Yazısı:

“Ey dostlar! Nefsin iğnelerinden kurtulmak için acıların iğnelerine dayanın ve sabredin çünkü vücutlarından (maddi varlıklarından) kurtulanlara güneş sistemi ve yıldızlar secde eder…”

Neyi aşk kulağıyla dinleyen kimse onun giz âlemini algıla­ya­bilir. Neyin delikleri (makam perdeleri) bizim sır perdelerimizi yırtmıştır. Nasıl ki ney çalındığında onun sesini gizlemek müm­kün değildir, Allah aşığı da müzik dinlediğinde veya O’nu an­dı­ğında gizlenemez. Ahı ve feryadı duyulur. Ney âşıklar için pan­zehir yani teselli edicidir ve âşık olmayanlar için ise zehir gibi yani aşkı aşılayıcıdır. Neyin önerdiği aşk yolu basit bir yol değildir aksine tehlikeli ve fedakârlık isteyen yoldur, tıpkı Mecnun’un aşk yolu gibi. Mecazî aşkı anlamak için dünyalık akıldan (akl-ı cüz­den) evrensel akla (akl-ı küle) geçmek lazımdır. O zaman insan de­nizdeki balık gibi Allah aşkına doymaz ve her an yeni âlemleri (tecellileri) seyreder durur. Bu anlattıklarımı ancak olgunlaşmış (ilahi aşkı içinde hisseden) kişi anlayabilir. Anlamayanlara ise sözü kesip, selam verip geçmek lazım zira onların aklı henüz ilâhî sırları anlayacak düzeyde değildir.

İnanç konusunda taklit ve delilleri arayanlar, kimi kez şüp­he yüzünden derin kuyuya düşerler. Delil arayanların ayakları tah­tadandır ve bu türlü ayaklar sert (ve hissiz )oldukları için tem­kinli olamazlar. Bizim bilincimiz geçmiş olaylara dayanır oysaki geçmişi ve geleceği Tanrı perdelemiştir. Bu perdeleri yak, yok et ve ney’in düğümleri gibi onlara saplanıp kalma. Ney’in düğüm­leri çözülünce ve o bir sırdaş çalgıcıya kavuşunca ses vermeye başlar (sırları ortaya koyar) (MI / 2125-2203).