MEVLÂNÂ’NIN MESNEVÎSİNDEKİ “NAHİVCİ İLE GEMİCİ” HİKÂYESİNİN MANTIKU’T-TAYR’DA İŞLENİŞİ – Bekir ÇINAR

A+
A-

MEVLÂNÂ’NIN MESNEVÎSİNDEKİ “NAHİVCİ İLE GEMİCİ” HİKÂYESİNİN MANTIKU’T-TAYR’DA İŞLENİŞİ

Prof. Dr. Bekir ÇINAR

ÖZ:

Bu çalışmada, Gülşehrî’nin Mantıku’t-Tayr isimli eserinde Mevlânâ’nın Mesnevî’sinden aldığı bazı hikâyeler incelenmiştir. Mevlânâ, gerek fikirleri, gerekse eserleri bakımından Türk şairleri üzerinde derin tesirleri olan bir şahsiyettir. Mevlâna’nın Mesnevî’si Türk edebiyatı, sanatı ve kültür hayatını, daha genel ifade ile Türk irfanını şekillendiren bir eserdir. Bu özelliğiyle Mesnevî, bir şiirden ziyade bir tefsir gibi asırlarca sevilerek okunmuş, ondaki hikmet ve sırları daha iyi anlamak için çeşitli yüzyıllarda otuzdan fazla tercüme ve şerhi yapılmıştır. Eser verme açısından Gülşehrî, Sultan Veled gibi şairliğe Farsça bir eserle başlamıştır. Ayrıca Gülşehrî, 1317 yılında yazdığı Mantıku’t-Tayr isimli mesnevisinde de Mesnevî’den bazı hikâyeleri tercüme ederek, kısmen de olsa Mesnevî’yi ilk tercüme eden kişi olma sıfatını kazanmıştır. Bu çalışmada Gülşehrî’nin Mevlânâ’nın Mesnevî’sinden tercüme ettiği “Dil Bilgini ile Gemicinin Hikâyesi” geniş olarak; diğer bazı hikâyeler ise kısmi olarak değerlendirilmiştir.

ETİKETLER: