Mevlana’nın kadına bakışı
Kadına şiddet uygulamanın gündemimizi işgal ettiği şu günlerde, bu konuda Hz. Mevlana’nın görüşlerine bir bakmak istedim.
Hz. Mevlana, insana değer veren, bütün insanları seven birisi olarak, kadına ve kadınlığa büyük önem vermiştir. Onun bu husustaki düşünceleri, dünyanın birçok yerinde bugün bile etkisini sürdüren genel kanaate göre çok ileri seviyededir.
İnsan psikolojisini iyi bile Mevlana, kadın ruhunun inceliklerine dikkati çeker. Aşırı ve yersiz baskıların ters tepkiler yaratacağını söyler. Aksine, kadının yaratılışına uygun, daha serbest bir yöntemle davranılırsa iyi sonuçlar alınacağını örnekler vererek anlatır.
Bu konuyla ilgili olarak Mevlana’nın Fihi Mafih adlı kitabının 21. bölümünü biraz kısaltarak, daha sade bir dille sunuyoruz:
“Gece gündüz kavga edip bir kadının huyunu güzelleştirmek ve düzeltmek istiyorsun. Oysa onunla, senin kendini temizlemen daha iyidir. Sen onun vasıtasıyla iyileş, güzelleş, ona doğru git. İmkansız görünse bile onun dediği şeyi kabul et. Kıskançlık her ne kadar insanların özelliği ise de bu huyu bırak, sonunda hoş olmayan şeyler doğabilir.
“Hz. Peygamber: ‘Müslümanlıkta ruhbanlık (yalnız ve bekar yaşamak) yoktur’ buyurmuştur. Evlenmemek, tek başına dağlarda yaşamak, rahiplerin özelliğidir. Yüce Tanrı Hz. Peygamber’e çok ince bir yol gösterdi. O yol nedir? Kadınların kaprislerine tahammül etmek, onların söyleyeceği imkansız şeyleri bile dinleyip anlamayaçalışmaktır. Evlenmek, kendini tamamlamak ve düzeltmek içindir. Sen ise kendi kirlerini onlara sürerek temizlenmek istiyorsun. Halbuki yüke tahammül ederek iyi ahlak kazanılır.”
KADIN HAKK’IN NURU
Mevlana erkeği suya, kadını ateşe benzeterek der ki:
“Her ne kadar su ateşe galip ve baskın ise de, bir kabın içindeyken ateş o suyu kaynatır.
Ne vakit bir kap ikisinin arasına girse (ateş) o suyu havaya çevirip yok eder.
Görünüşte su nasıl ateşten üstünse, sen de kadından üstünsün; fakat hakikatte ona mağlupsun, sen onu istemektesin.
Böyle bir özellik ancak insanda vardır. Hayvandaki muhabbet duygusu eksiktir. Bu da hayvanın insandan aşağı olmasından ileri gelir.
Hz. Peygamber: ‘Kadınlar akıllılar ve gönül sahipleri üzerine galiptir’ dedi.
Diğer taraftan cahiller kadına galiptir, çünkü onlar sert ve kaba muameleli olurlar.
Cahillerde ruh inceliği, lutuf, muhabbet azdır. Çünkü tabiatlarında hayvanlık galiptir
Muhabbet ve rikkat insani sıfatlardır. Öfke ve şehvet ise hayvani sıfatlardır.”
Kadın Hakk’ın nurudur, sadece sevgili değil, sanki yaratıcıdır, yaratılmış değil.” (Mesnevi, II, beyit: 2429-2437)
İşte kadının gerçek değeri buradan gelir. O, Allah’ın yaratıcı kudretinden vasıflar taşımaktadır. Hayatın devamlılığında büyük vazife görmekte, böylece ilahi tecellinin bir aracı olmaktadır.