“Mevlâna’nın İzinde: Sultan Veled, Mevlâna ve Mevlevîlik” sergisi
Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığının hazırladığı, Sultan Veled ve Mevlâna’nın eserlerinin sergilendiği “Mevlâna’nın İzinde: Sultan Veled, Mevlana ve Mevlevilik” sergisi, Beyazıt Yazma Eser Kütüphanesi’nde açıldı.
Açılıştan önce yazar Prof. Dr. Mustafa Tahralı‘nın moderatörlüğü üstlendiği programda, IRCICA Genel Direktörü Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç ve İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş, Sultan Veled, Mevlâna ve Mevlevilik üzerine konuşma yaptı.
Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Coşkun Yılmaz, sergide Sultan Veled’e ait çeşitli eserlerin yer aldığını belirterek, Mevlâna’nın “Mesnevi” eseri başta olmak Yazma Eserler Kurumu’ndaki bazı örneklerin de sergilendiğini söyledi.
Yılmaz, kurum olarak program serisi düzenlediklerini belirterek, “Başkanlığımız bünyesinde eserleri bulunan müellifleri, vefat yıl dönümlerinde anmaya gayret ediyoruz. Burada öncelikli amacımız hem geçmişe vefa hem de tarihi, kültürel değeri olan bir ismi hatırlamak, hatırlatmak, gündeme getirmek ve yeni nesil ile geçmişte iz bırakmış şahsiyetleri buluşturmak.” dedi.
“Türkiye Yazma Eserler Kurumu, ortak hafızamızın kalbi”
Bu çağda değerlerle bir araya gelmenin, eser ortaya çıkarmanın ve aidiyet duygusunun önemini anlatmayı hedeflediklerini vurgulayan Yılmaz, “Bunları yaşanmış olanın üzerinden anlatarak, yaşanabilecek ve ulaşılabilecek noktalara ışık tutmaya çalışıyoruz.” ifadesini kullandı.
Yılmaz, yazma eser kültürünü, yazma eserleri, müellifleri, düşünürleri de bu tarz programlarla ortaya koymaya çalıştıklarına işaret ederek, “Çünkü Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, ilim, kültür, sanat, edebiyat, matematik, fizik ve biyoloji gibi aklınıza hangi alan geliyorsa, bin yıldan uzun bir zamanda ortaya çıkmış, süzülmüş, birikmiş, en nadide eserleri barındıran bir kurum. Ortak hafızamızın kalbi, medeniyetimizin merkezi olma gibi bir vasfa sahip. Bu birikimi de bu tarz faaliyetlerle yine topluma ulaştırmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.
Sultan Veled’in de ilginç ve önemli bir şahsiyet olduğuna dikkati çeken Coşkun Yılmaz, şu bilgileri verdi:
“Sadece Mevlâna Celalettin Rumi’nin oğlu olması münasebetiyle değil, kendi ilmi kişiliği edebi birikimi, tasavvufi içtihatları, görüşleri itibarıyla son derece önemli bir insan. Mevlâna’nın oğlu olması çok büyük bir nimet ama o nimetin hakkını vermiş biri. Mevlâna vefat ettikten sonra bütün ısrarlara rağmen babasının yerine geçmiyor. Önce Şems-i Tebrizi’ye sonra babasının halifelerine intisap ediyor. Sonrasında kendisi postnişin oluyor. Postnişin olduktan sonra da Mevlevilik’in kurumsal bir yapıya, müstakil bir tarikata dönüşmesine ciddi katkılarda bulunuyor.”
Sergide, Sultan Veled’in “İbtidaname”, “İntihaname”, “Rebabname”, “Kitabü’l-Ma’arif”, “Mesnevi-i Veledi”, “Eş’ar-ı Sultan Veled” ve Mevlâna’nın “Mesnevi-i Şerif” ve “Divan-ı Mevlâna Celaleddin-i Rumi” eserleri ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor.