MEVLÂNA VE ETRAFINDAKİLER – Risâle-i Sipehsâlâr
Sipehsâlâr Mecdeddîn Ferîdûn
MEVLÂNA VE ETRAFINDAKİLER
Risâle-i Sipehsâlâr
Hazırlayan : Dr. Mustafa Çıpan
Dünyayı şereflendirdikleri müddetçe, güzel ahlâkı hayat düsturu hâline getirerek insanlara tasavvufî hakikatleri öğreten Allah dostları hakkında menkabeler anlatılmış, vefatlarından sonra da menâkıbnâmeler kaleme alınmıştır.
Hz. Mevlâna’nın vefatından sonra kendisi ile ilgili yazılan bütün menâkıbnâmelere kaynaklık eden eser Mecdeddîn Ferîdûn bin Ahmed-i Sipehsâlâr’ın “Risâle-i Sipehsâlar der-Menâkıb-ı Hazret-i Hüdâvendigâr”ıdır. Muhtevasını, “Bu zayıf kul, bizzat gözleriyle gördüğünü ve hazretten sadır olanlardan hatırında kalanları kaleme aldı.” cümlesiyle belirten Sipehsâlâr, Farsça kaleme aldığı bu eserde başta Sultânü’l-Ulemâ Bahâeddîn Veled olmak üzere Hz. Mevlâna ve haleflerinin menkabelerini anlatmıştır. Risâle, Sipehsâlâr’ın vefatından sonra, oğlu Muhammed Celâleddîn-i Sipehsâlâr tarafından zeyl yazılarak tamamlanmıştır.
Aslı Farsça olan, Konya ve İstanbul kütüphaneleri başta olmak üzere Türkiye’de ve yurtdışındaki kütüphanelerde birçok yazma nüshası bulunan Risâle-i Sipehsâlâr’ın Hüseyin Fahreddîn Dede (Manzum), Mehmed Reşîd Çelebi, Ahmed Avni Konuk (Manzum-Mensur), Ahmed Midhat Hüsâmî (Mensur) tarafından Osmanlı Türkçesiyle, Tahsin Yazıcı tarafından da bugünkü alfabe ile tercümesi yapılmıştır. Risâle ayrıca Seyyid Mahmûd Ali tarafından Cavnpûr’da; Saîd-i Nefîsî, Muhammed Afşin Vefâyî ve muhtasar bir şekilde Muhammed Cevâd Meşkûr tarafından da Tahran’da bastırılmıştır. A. Avni Konuk Tercümesinin sadeleştirilmiş yayınını da Tahir Galip Seratlı hazırlamıştır.
Sipehsâlâr Risalesi’nden hareketle kaleme alınan Ahmed Eflâkî’nin “Menâkıbü’l-Ârifîn”, Abdülvehhâb bin Celâleddîn Muhammed-i Hemedânî’nin “Sevâkıb-ı Menâkıb”, Mustafa Sâkıb Dede’nin “Sefîne-i Nefîse-i Mevleviyân” ve Sahîh Ahmed Dede’nin “Mecmû‘atü’t-Tevârîhi’l-Mevleviyye” adlı eserleri birbirinin devamı ve tamamlayıcısı niteliğindedir.
Mevlevîlik kültürü bakımından büyük ehemmiyete sahip olan Sipehsâlâr Risâlesi’nin Midhat Bahârî tercümesinin sadeleştirilmiş yayını olan bu mütevazı çalışma, yukarıda zikredilen tercümeler, sadeleştirilmiş yayın ve ihtiyaç duyuldukça eserin Farsça aslı mukayese edilmek sûretiyle hazırlanmış ve adeta bir mukayeseli-tenkidli metin meydana getirilmiştir.
Hz. Pîr’in ve yoluna hizmet edenlerin rûhâniyetlerine ta‘zîm ile…
Midhat Bahârî Beytur’un, eserle ilgili olarak “Dervîşâne Bir Hasbihâl” başlığı altında vermiş olduğu bilgiden bir bölüm:
“Risâle-i Sipehsâlâr”, o ne ulvî bir kitaptır. Hz. Ferîdûnun ilhamlarıyla süslenen nâzenîn fikirleri, Allah’ın beğeneceği şekilde mânevî eliyle ilâhî âlemin gül bahçelerinin, hakikatler çemenzârlarının en dikkat çeken güllerinden, en kokulu yasemenlerinden seçmiş, bir mânâlar destesi toplamış, bunu meleklerin nurlu ellerine vererek rûhânî feyz meclislerine sunmuş.
Melekler hürmetle ve tehlîllerle tevhîd buhûrdânları ellerinde, ilâhî rahmetin amberlerinin rûhu okşayan kokuları can burnunu misk kokuları ile mest etmekte olduğu hâlde yükselmişler, götürmüşler. O melekler kafilesinin önünden arkasından, altından üstünden arşın Allah’a yakın melekleri nurlar saçarak, övgü çiçekleri serperek bir taraftan da latîf âvâz ile ilâhîler okuyup terennüm ederek onu peygamberlere ve evliyâlara arz etmişler.
O hakikatler destesinin çiçeği orada elden ele gezmiş, beğenilmiş, yüce müellifi mânâ incileriyle süslenmiş külâh ve Hüdâ hariminin mukaddes hitabıyla ödüllendirilmiştir. Sonra bu görünen âlemde (dünya) idrâk ve mârifet ehli, rahmet nurlarını isteyenler, yüce âlemden feyz kokusu alarak irfan nuru kazansınlar, ledünnî ilimlerin sofrasından tadarak can dimağlarını lezzetlendirsinler diye onu bu âleme yine hürmetle ve yücelterek göndermişler ve ismine (Yüce sırrı takdîs olsun) “Risâle-i Sipehsâlâr be Menâkıb-ı Hazret-i Hüdâvendigâr” (Hüdâvendigâr Hazretlerinin Menkabeleri Hakkında Sipehsâlâr Risâlesi) demişlerdir.
………….
Bu risâlemizin, çeşitli velîlerin sözleriyle süslenmiş olan, irfan sahiplerinin ve özellikle tarîkat kardeşlerinin gözlerinde çok kıymetli ve hürmete lâyık bulunan Risâle-i Sipehsâlâr’ın tercümesi olması sebebiyle, muhterem okuyucular tarafından beğenilerek kabul olacağını, içindeki hata ve noksanlıkların af buyurulacağını ümit ediyorum.