MEVLÂNA CELALEDDİN RUMİ VE LA FONTAİNE’DE HOŞGÖRÜ ALGISI – Fuat BOYACIOĞLU, Serap ERDAĞ
MEVLÂNA CELALEDDİN RUMİ VE LA FONTAİNE’DE HOŞGÖRÜ ALGISI
Fuat BOYACIOĞLU, Serap ERDAĞ
ÖZET
Hoşgörü kavramı evrensel bir değer, bir erdem ve bir ahlâk unsuru olsa da kültürden kültüre, coğrafyadan coğrafyaya değişiklik gösterebilmektedir. Tarih boyunca birçok felsefi akımın, sosyal hareketin ve insan hakları çalışmasının temelinde yer alan bu kav ram, özellikle edebi eserlerde yüzyıllar boyunca işlenmiş, insan ilişkilerinde temel şartlardan biri olarak kuşaktan kuşağa taşınmıştır. Bu çalışmada İslam âlim ve yazarlarından Mevlâna Celaleddin Rumi ile Fransız hikâyeci ve fabl yazarı La Fontaine’in “ho şgörü” algısı eserlerinden örnekler verilerek ele alınmıştır. Mevlâna’nın ve La Fontaine’in hayatı, görüşleri, öncüsü oldukları edebi türler bu bakış açısı ile ortaya konulmaktadır. Türk İslam kültüründe tartışılmaz bir yere, ulaşılmaz bir mertebeye sahip olan Mevlâna Celaleddin Rumi, “hoşgörü sultanı” olarak kabul edilir. Bütün insanlığı, dil, din ve ırk ayırımı yapmaksızın seven ve kucaklayan Mevlâna Celaleddin Rumi, başta Mesnevî olmak üzere bütün eserlerinde hoşgörüyü erdemlerin en yücesi atfetmiştir. Dini felsefesi ve tasavvuf anlayışı ile kendini göstermiştir. La Fontaine milyonlarca çocuğa hayvan sevgisiyle birlikte ahlak ve hoşgörü dersi vermiş ve fabllarında kıssadan hisse v ererek bütün dünya çocuklarına hitap etmiştir. La Fontaine’in fablları, bu evrensel kimliği ve birçok mesajı içermektedir. Mevlâna Celaleddin Rumi ve La Fontaine farklı zamanlarda ve farklı kültürlerde yaşamış olsalar bile, katılığa, şiddete, bağnazlığa ke sin ve kararlı bir tavırla karşı çıktıklarından dolayı birbirine benzerler.