Messi formasını giyen çocuk
Messi formasını giyen çocuk
Adamın biri top oynamayı çok seven oğluna Messi’nin formasını almış. Çocuğu buna o kadar sevinmiş ki formasını hemen giymiş, uzun bir süre çıkarmamış. O kadar uzun giymiş ki kendini Messi sanmaya başlamış. Mahallede beraber oynadığı çocukları küçük görmeye ve kendisinin büyük bir futbolcu olduğuna inanmaya başlamış. Bir gün formasının havasını atmak için sokakta arkadaşlarının yanına gitmiş. Arkadaşları etrafını çevirmişler hemen ve sormaya başlamışlar:
– A kuzum, bu ne güzel bir forma böyle. Söyle bize sen Messi misin?
– Ya neyim ya. Tabi ki ben Messi’yim. Görmüyor musunuz formamı, nasıl da parıl parıl parlıyor.
– O halde biz şimdi sana diyeceğiz.
– Dünyanın en iyi futbolcusu deyin.
– Dünyanın en iyi futbolcusu, bizim aşağı mahalle ile maçımız var ve bu maç bizim için çok önemli. Mutlaka kazanmamız lazım. Bizimle oynar mısın?
– Oynayamam, formam kirlenir.
– Futbolculuk formanda mı, yoksa sende mi?
– Formam olmazsa ben nasıl yaşarım?
– Vay zavallı futbolcu! Sen değeri kendinde değil, formanda bulmuşsun. Hadi senin yolun açık olsun.
İyi futbolcu olmak için forma lazım değil. Lazım olan şey çalışmak ve yeteneklerimizi geliştirmek. Günümüzde her şey görüntüye bağlı. İnsanlar birbirlerini görünüşleriyle yargılıyorlar. Oysa öyle elbiseler vardır ki içinde adamlar yoktur, öyle adamlar vardır ki üzerinde elbiseler yoktur. Maden içimizde, ne ararsak içimizde. Dışarıdan içeri bir şey fayda etmez. Ne olacaksa içeriden dışarıya olur. Olmak, taşmak da böyledir.
Evet sevgili çocuklar,
Messi forması giyebiliriz ama Messi kadar güzel futbol oynayamayız. Forma giymekle futbolcu olunsaydı, boyacı küpüne düşen tilki tavus olurdu. Yoksa siz o hikayeyi duymadınız mı? O zaman hemen bir Mesnevi bulun ve hikayenin güzelini oradan okuyun.
İsmail GÜLEÇ
[divide style=”2″]