MESNEVÎ’DE İBRAHÎM-İ EDHEM HİKAYELERİ – Ahmet YILMAZ
MESNEVÎ’DE İBRAHÎM-İ EDHEM HİKAYELERİ
Ahmet YILMAZ
ÖZET
Her insani ürün belli bir zaman diliminin içinde ortaya çıkar. Zamana bağlı olması hasebiyle kendinden önceki zamanların tecrübesini, fikri birikimini ve izlerini taşır. Bu durum insanî olan bütün ürünlerin ve eylemlerin özelliğidir. İnsan ürünü olan hiçbir eser ya da çalışma ya da eylem hangi alanda ortaya koyulmuş olursa olsun yazıldığı zamandan, mekandan ve kendinden önceki zamanların tecrübelerinden bağımsız bir şekilde değerlendirilemez. Bu durum Türk divan edebiyatı için de aynı şekilde geçerlidir. Türk divan edebiyatında her şair, kendinden önce yaşamış şairlerin eserlerinden birçok yönden etkilenmiştir. Bu durumun istisnası yok gibidir. Bundan dolayıdır ki, divan edebiyatı şairleri taklitçidir denilir. Büyük Türk şair ve mutasavvıfı Mevlânâ Celâleddîn-i Rumî de, kendinden önceki devirlerde yaşamış bütün doğu milletleri şairlerinden, onların fikir ve inanışlarından etkilenmiştir. Onun edebi eserlerinde Arap, Fars ve Hint kültürlerinin ve geleneklerinin etkilerini bulmak mümkündür. Mevlâna Celâleddin-i Rûmî bu yolla elde ettiği bu büyük birikimi ile de kendinden sonra gelen bütün şairleri, başka hiçbir şaire nasip olmayacak şekilde tesiri altında bırakmıştır.