Mesnevi Şerhi
İsmail Hakkı, Mevlana Celâleddin Rumî’nin (ö. 1273) Mesnevî’sine yaptığı şerhin adına verdiği isim Rûhü’l-Mesnevî’dir.
Bu eseriyle İsmail Hakkı, Türk edebiyatında Mesnevî şârihleri arasında kendine önemli bir yer edinmiştir.
Döneminin en önemli şarihlerinden biri olan İsmail Hakkı, Mesnevî’nin ilk kısmını şerh etmiştir.
Çeşitli tarihi kaynaklara dayanarak Bursevî’nin, eserini üç sene içinde tamamlamış olduğu söylenebilir. Bu dönemi İsmail Hakkı’nın olgunluk yılları ve Rûhü’l-Mesnevî’yi de bu dönemin ilk ürünlerinden olarak değerlendirebiliriz.
Rûhü’l-Mesnevî’de, İsmail Hakkı Bursevî, Mesnevî’nin ilk yedi yüz kırk sekiz beytini şerh etmiştir.
Diğer Mesnevî şerhlerinde beyit sayısı ilerledikçe şerhlerin kısalması, hatta kimi beyitlerin hiç şerh edilmemesi ve hikayelerin topluca şerh edilmesine karşın, Bursevî’nin her beyti ayrı ayrı şerh etmesi dikkat çekici bir durumdur.
İsmail Hakkı Bursevî’nin, Rûhü’l-Mesnevî’de klasik şerh metodunu kullandığını söyleyebiliriz. Metni verdikten sonra metin içinde geçen kelimelerin sözlük anlamlarını bir örnekle açıklamaktadır. Kelimelerin açıklanmasını beytin tercümesi takip etmektedir. Bu tercümeler bazen kısa olduğu gibi bazen de daha geniş bir şekilde olabilmektedir. Tercümeden sonra, beyitte kastedilen konu örneklerle açıklanmaktadır. Kur’an ve hadisler, açıklamalarda en sık başvurulan iki kaynaktır. Açıklamaları, Bursevî’nin konu ile ilgili ya bir şeyin istendiği veya istenmediği bir dua takip eder. Bu duadan sonra çoğu kere Bursevî’nin, anlattıklarını özetleyen bir manzumesi gelmektedir.
Bursevî, anlattığı konunun öneminde göre “daha iyi anla”, “iyi düşün”, “bunun üzerine kıyas et” gibi ibarelerle okuyucunun hem dikkatini çekmekte hem de uyarmaktadır.
İrfan semamızın ki yıldızını, Mevlana’yı ve İsmail Hakkı Bursevi’yi buluşturan bu önemli eser, Mesnevi okurlarına Mesnevi’nin anlaşılması yolunda önemli katkılarda bulunacaktır.
(Tanıtım Bülteni’nden)