Meh-i ramazân
[DEM-i MEVLEVÎ]
Meh-i ramazân âmed ey yâr-i kamer-sîmâ
Ber- bende ser-i sofra bekşây-ı reh bâlâ
Ey ay yüzlü sevgili, aylardan ramazan geldi ramazan
Sofranın üstünü ört, aç yüceliklere yolunu göğe uzan
Murğ-at ez-hôr u hayza-mande-st der in-beyzâ
Bîrun şev ez in beyzâ tâ bâz şeved perhâ
Doldurup doldurup boşaltman yüzünden, senin şu can kuşun yumurtada kalakaldı tıkılı; çık şu yumurtadan da kanatların açılsın, uçasın adamakıllı…
[Cenâb-ı Mevlevî’den]
Kuşlar gibi iki kere doğmayan hiçbir insan
Semanın melekûtunu müşâhede edemez inan ❞
Buydu işte Rûhullâh olandan aşk ile duyulan
Kendine gelen her insan illa iki kere doğmuştur ey can…
Biri kendi anasından, diğeri de kendi bedeninden doğmasıdır.
İki kere doğmayan bir kimse, neyin ne olduğunu yani eşyanın hakikatini kavrayamadığı gibi, kendi nefsini ve dolayasıyla Hakkı da hiç tanıyamaz.
İkinci doğum âhirete doğum
İlkinden seve seve ölüm
Açık bir aynadan safâ nazarıyla insanın, kendi içindeki kendi insanlığını melekût âlemine doğuruşu…
Ve bu kalp çocuğu zaman içinde doğduğu ağızdan beslenerek büyür, tekâmül eder meğer “halifetullah” olan hazreti insana döner.
İşte gelmesiyle gitmesi bir olan Ramazan-ı mağfiret-nişân’da buna ne hoş bir imkân açılıyor, manâyı sezen bir dilden inciler saçılıyor:
~~~
Ey her köşede boş gezen, dönme vaktidir şimdi
Bal satana bak! Tatlı tatlı yediğin yetmedi mi
Sevgilinin zikriyle kurudu büyüklerin dudağı
Boş mideyle ne güzel, saz gibi inler âhı
Boşal, boş dudakla saf bir dudağa değ
Kamış gibi nefesiyle dol, başını aşka eğ
Her yıl çaylar temizler yatağını çamurdan
Akar su berrak, yeşerir tarlalar umuttan
Sen de ekmeğini dağıt çaylar gibi cömertçe
Gelsin hayat suyu, dirilsin her zerren böylece
Ey dinleyen, bu nefesi selin çağlayışı bil
Gürülder, çağırır cânı denize, sonsuz bir dil
~~~
Gerisiyle kalbinde hoş dinle-nesin
https://benolanben.com/dinle/ramazan&15493