MAKAM ÇELEBİLERİ – 22) Hacı Mehmed Çelebi

A+
A-

Betül SAYLAN*

MEVLEVÎLİK’TE ÇELEBİLİK MAKĀMI VE MAKAM ÇELEBİLERİ

22) Hacı Mehmed Çelebi (d. 1150 h./1738 m. ö. 1230 h./1815 m.)

II. Ebûbekir Çelebi’den (ö. 1198 h./1785 m.) sonra çelebilik makāmına oturan Çelebi, İsmâil Çelebi oğlu Muhammed Emin Çelebi olarak bilinir. 1150 h./1738 m. târihinde dünyâya gelmiştir.572 Konya Şer’iyye Sicilleri’nde, çoğunlukla kendisinden “Mehmed Ferruh” olarak bahsedilmektedir.573 1199 h./1784 m. târihinde, 46 yaşında posta oturduğunu kendisinden naklen kaynaklar rivâyet etmektedirler. 31 sene “makâm çelebisi” olarak görev yapmıştır.574

Hacı Mehmed Çelebi’den önceki makam çelebisi II. Ebûbekir Çelebi’nin (ö. 1199 h./1785 m.) vefâtından sonra boşalan makāma Çelebi âilesinden kırk civârında başvuru olmuş, bu başvurular “huzur mürâfaası”575 adı verilen bir toplantıda değerlendirilerek Hacı Mehmed Çelebi’nin postnişînliğine karar verilmiştir.576 Abdülbâki Gölpınarlı bu toplantıyla alâkalı bir belgeyi kaydetmektedir:

“1199 Receb-i Şerîfi’nin 13. Pazar günü Konya’da sâkin Çelebi Efendi’nin silsilesi munkarız olup, çelebilik için kız tarafından hâlâ Konya’da mesnevîhan olan Efendi ve zükûr tarafından Karaman Şeyhi Efendi ve İsmâil oğlu Şeyh el-Hâcc Muhammed Efendi ve sâir otuz-kırk nefer âdem, her biri meşîhat dâvâsıyla İstanbul’a gelip; işleri mürâfaaya havâle olunarak; arz odasında sadr-ı a’zâm, Rumeli Kadı-askeri Ârif Molla, Anadolu Kadı-askeri Arab-zâde Sâdık Molla ve İstanbul Kādısı Mekkî Efendi, üçü de dâvet olunarak muhâsımlar da dâvet olunmuş idi. Bunlardan Mesnevîhan Efendi ile Karaman Şeyhi ileri gelip, ikisi mürâfaa olundukta, Sadr-ı a’zâm Şâhin Ali Paşa (ö. 1203 h./1789 m.) Mesnevîhan’a hitâb edip; “Sen mâl-ı kesîreye mâliksin ve cerrâr tabîatlisin, sen olmazsın” ve Karaman Şeyhine hitâb edip; “Sen talebe gürûhundansın, ülü’l-emre itâat etmeyenlerdensin, geride duranlar kimlerdir?” diye suâl eylediğinde; gerek Mesnevîhan ve gerek Karaman Şeyhi “Onlar dahî zükûrdandır” diye şehâdet etmeleriyle, İsmâil Çelebi oğlu Şeyh el-Hâcc Muhammed Efendi; “Sen müstehaksın” deyip, ferâce giydirip çelebiliği tevcîh eylemiştir. Huzûrdan dışarı çıkılınca, Dîvânhâne’de      Mesnevîhan      taraftârı      olanlar      “Dünkü      oğlanı      şeyh      eylediler”      diye      münâsebetsiz şeylersöylediklerinden ertesi günü Mesnevîhan avânesiyle Manisa’ya nefyedilmiştir ”577

Postnişînliğinin önemli bir bölümü (22 sene), III. Selim’in pâdişahlığı dönemine rast gelmiştir. III. Selim’in Mevlevî-meşreb ve Şeyh Gālib’in (ö. 1214 h./1799 m.) yakın dostu olması; Şeyh Gālib’in III. Selim’in yeniliklerini destekleyen/metheden şiirler 578 kaleme alması; o dönemde pâdişaha karşı son derece muhâlif tavırlar takınan, yeniliklerini özellikle de Nizâm-ı Cedîd ordusunu desteklemeyen Hacı Mehmed Çelebi’ye göz yumulmasına vesîle olmuş; pâdişah, Çelebi’nin makāmda kalmasına rızâ göstermiştir.579

Hacı   Mehmed   Çelebi,    meşîhati   döneminde,   Evkāf-ı   Celâliyye    arâzisi   üzerine   bir medrese yaptırıp vakfettiği; Mevlânâ Dergâhı yanında bulunan Sultan Selim Câmii’nin tâmir ettirerek,  câmi  bahçesine  bir  kuyu  açtırıp  kuyudan  su  çekmesi  için  bir  görevli  temin  ettiği arşiv belgelerinde kayıtlıdır.580

Hacı Mehmed Çelebi, 31 sene meşîhat makāmında bulunduktan sonra, 1230 h./1815 m.  senesi  Safer  ayında,  77  yaşında  iken  vefat  etmiş,  Hacı  II.  Ebûbekir  Çelebi’nin  yanında defnolunmuştur.581

Hacı   Mehmed  Çelebi,  henüz  hayatta  iken, o târihte   8-9 yaşlarındaki oğlu Mehmed Saîd Hemdem Çelebi’yi (ö. 1275 h./1859 m.) 582 yerine tâyin etmiştir. Kaynaklarda, kendisinden sonra makam çelebisi namzedi olan; şâirliği ile temâyüz etmiş; Hüseyin Rifat Çelebi adında bir oğlundan daha bahsedilmektedir.583


 

572 Defter-i Dervîşân-II/Yenikapı Mevlevîhânesi Günlükleri, (haz: Bayram Ali Kaya- Sezâi Küçük), Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, İstanbul, 2011, vr. 40-a, s. 287; Târîhçe-i Aktâb’da doğum târihiyle ilgili;

Olub bin yüzle ellibeş müekked
Tevellüd eyledi el-Hâcc Muhammed
Halîm-i Evvel âna cedd-i râbi’
Otuzbir yıl makāmda oldu lâmi’
(Târîhçe-i Aktâb, s. 11)

573 Konya Şer’iyye Sicili 67, s. 9, (2 Ramazan 1211h./5 Eylül 1796 m.); Konya Şer’iyye Sicili 68, (3 Ramazan 1211); Cristoph K. Neumann’dan naklen; Neumann, Cristoph K, “XIX. Yüzyıla Girerken Konya Mevlânâ Âsitânesi ile Devlet Arasındaki İlişkiler”, SÜTAD, yıl: 2, sy: 2, 1996, Konya, s. 167

574Defter-i Dervîşân-II, vr. 40-a, s. 287

575 Huzur Mürâfaası: Osmanlılar’da îtiraz edilen bir dâvânın sadrâzamın huzurunda yeniden görülmesini ifâde eden bir tâbir.
(İpşirli, Mehmet, “Huzur Mürâfaası, DİA, c. XVIII, s. 444)

576 II. Ebûbekir Çelebi’den boşalan makāma çok sayıda başvurunun olmasını Abdülbâki Gölpınarlı, evkāf-ı celâliyyeye hükmetme hevesinden kaynaklandığını ifâde etmektedir. Ayrıca bu dönemde Mevlânâ Âilesi’nin nüfus olarak da çok olduğunu göz önünde bulundurmak gerekmektedir.

577 Gölpınarlı, İsmâil Hakkı Uzunçarşılı vesîlesiyle haberdar olduğunu belirttiği bu belgenin, o dönemde Türk Târih Kurumu Kütüphânesi 58 numarada kayıtlı olan ve III. Selim ve I. Abdülhamid dönemindeki olayları kronolojik olarak ihtivâ eden bir mecmuada bulunduğunu ifâde etmektedir. Biz bu belgenin Süleymaniye Kütüphânesi Esad Efendi Bölümü 2158 numarada kayıtlı olan Abdullah Lebîbâ Atâzâde’ye âid Târih-i Atâzâde isimli risâle olduğunu düşünmekteyiz.
(Gölpınarlı, Mevlânâ’dan Sonra Mevlevîlik, s. 170)

578 Şeyh Gālib’in pâdişahı destekleyen;

Müceddid olduğu Sultan Selîm’in dîn ü dünyâye
Nümâyandır bu nev’ pûşîdesinden kabr-i Mollâ’ye
beyti, III. Selim tarafından Konya’ya Mevlânâ’nın sandukasına örtülmek üzere hazırlanan “pûşîde”ye işlenmiştir.
(Gölpınarlı, Mevlânâ’dan Sonra Mevlevîlik, s. 171)

579 Gölpınarlı, Mevlânâ’dan Sonra Mevlevîlik, s. 173-174; Küçük, Sezâi, a.g.e., s. 56

580 Küçük, Sezâi, a.g.e., s. 57-58; Ateş, İbrahim, “Mevlânâ Dergâhı’yla İgili Vakıf ve Vakfiyeler”, IX. Vakıf Haftası Kitabı, Ankara, 1992, s. 39

581 Defter-i Dervîşân-II, vr. 40-a, s. 287; Târîhçe-i Aktâb’da Ahmed Remzi Dede;

Olunca bin ikiyüz otuz sâl
Ecel etdi ânı da Hakk’a isâl
(Târîhçe-i Aktâb, s. 11)

582 Gölpınarlı, Mevlânâ’dan Sonra Mevlevîlik, s. 174; Küçük, Sezâi, a.g.e., s. 60

583 Zîrâ, Hacı Mehmed Çelebi’nin, Evkāf-ı Celâliyye’nin vergi muâfiyetinin sona ermesi sonucunda halkın tepkisini üzerine çektiğinde “müsâfereten” Karahisar’a gittiği ve bu esnâda makāmını oğlu es-Seyyid Hüseyin’e terk ettiği kaynaklarda zikredilmektedir. Mehmed Saîd Hemdem Çelebi’nin meşîhatinden önce makāmını terk ettiği oğlu, kaynaklarda zikredilen Hüseyin Rifat Çelebi olabileceği kanâatini taşımaktayız. Mehmet Önder kitabında, Mehmed Saîd Hemdem Çelebi’ye hilâfet vererek makāmını terk ettiğini beyân etmişse de bu bilgi yanlıştır. Nitekim, Hacı Mehmed Çelebi’nin Karahisar’a seyâhatini gösteren belge 1211 h./1796 m. târihini taşımakta ve konuyla ilgili Konya Şer’iyye Sicilleri’nde es-Seyyid Hüseyin Çelebi’nin ismi bulunmaktadır. Oysa Mehmed Saîd Hemdem Çelebi, bu meseleden hayli müddet sonra, 1222 h./1807 m. târihinde dünyâya gelmiştir.
(Neumann, a.g.m., s. 175; Esrâr Dede, Tezkire-i Şuarâ-yı Mevleviyye, s. 368; Önder, Mevlânâ ve Mevlevîlik, s. 199)

ETİKETLER: