Bu makale şunu beyan edecektir:
Hak Teâlâ Hazretleri bütün lütuf ve merhamettir ki “sebakat rahmeti gazabi”1 buyurmuştur. Zahirde kahır ve mihnet görünen şeyler de hakikâtte lütuf ve merhamettir. Anne ve babanın çocuklarını dövmesi de öpüp okşaması gibi şefkat ve muhabbet eseridir. Kin ve düşmanlık alameti değildir. Mecazi olan ana baba böyle olursa, mutlak yaratıcı olan Allah (c.c) hazretlerinin ne kadar merhametli olacağını sen kıyasla. Şunu da ifade edecektir ki Hak Teâlâ Hazretleri insan ile cini ibadet için yarattı ki: “Ve mâ halaktul cinne vel inse ”2
İnsan ile cinin yaratılmasından amaç ibadet olunca, kulluğunu burada yapmayanlar cehennemde yapacaktır ki ilahi istek ortaya çıksın. Lâkin buradaki kulluk çabuk kabul olunur, oradaki geç. Ve şu hadisi şerif şerh edilecektir: “Ene inde zanabdi bi… ”
(SAYFA 220) Ben lütuf menbaıyım. Benden bağış ve keremden gayrı bir şey meydana gelmez.
56120
Bardakta ne varsa, dışarı onu sızdırır. Şekerse şeker, zehirse zehir. Benden meydana çıkanlar, bana layık olan şeylerdir. Ben sırf lütufum. Göklere yıldızları ben verdim, zemine gülzarları ben ihsan ettim. Yerde gökte, insan, melek, benden yüz binlerce armağan alırlar. Evliyaya olan ikramım, bundan fazladır. Çünkü başlangıçta arzulananlar onlardır.
5695
Onlar ezelde seçilmişlerdi, gökleri, zemini onlar için yarattım. Şu hâlde, âlem vücut, onlar (veliler) candır. Ten fani, can bakidir. Bizim işimiz onunladır. Çünkü onun ruhu bizdendir ve bizim emrimizi candan kabul etmiştir. Yaratmaktan maksadım da bu idi ki onlara kulluk ettireyim.
5700
Gece gündüz candan ibadet etsinler, kötü olan şeyleri gönüllerinden çıkarsınlar. “Ve mâ halaktul cinne vel inse illâ li ya’budûn ”3 ayetini oku! Ve bunu iyi bil ki cihan halkının yaratılışındaki amaç, Hüda’yı zikr ve ona hizmet olunca Hakk’ın rızasını ibadette ara! Tâ ki sen de onun istediği olasın. Dünyada senden istenen de ibadettir. Eğer burada cehdedip bu vazifeyi yapmazsan,
5705
ahirette yerin cehennem olur, ihmal ettiğin kulluk vazifeni orada yapmaya mecbur olursun. Cehennemde içtenlikle ağlar ve inlersin. Canıdilden yalvarırsın. Tâ ki ilahi istek yerine gelsin. Bunu anla da Hakk’a sığın! Kesin olarak bil ki Hüda’nın isteği, halkın, kendisine kıyamete kadar ibadet etmesidir. Veliler, cihana her ne kadar cihandan sonra geldilerse de cihan onlar için yaratılmıştır.
5710
Cisim olarak (zamanen) âlemden sonraysalar da manen âlemden evvel mevcut idiler. Ağaç, her ne kadar meyveden evvel vücuda geldiyse de, bahçıvanın ağaç dikiminden kasdı meyve idi. Şu hâlde meyve, bahçıvanın düşüncesinde ağaçtan evvel mevcuttur. Haberdar isen bunu anla! Haydi! Suretten geç, manayı tercih et! Tâ ki fikrin, görüşün sağlam olsun. Çünkü cihanın meyvesi onlardır. Şüphe yok ki onlar yakınlık semasına yükselmişlerdir.
5715
Gerçek devlet ve sevgilinin güzel yüzünün devleti onlarındır, rahmet ve nur da onlara nasiptir. Yer ve gökten maksud-ı yezdan, onlardır, bizzat yer ve gök değildir. Artık düşün ve kanaat getir ki: Cenabı Hak insanlar hakkında hayır murat eder, şer istemez. Sen niçin Hüda hakkında kötü düşüncede bulunursun? Kötülerden uzak durması da cömertlik ve lütuf eseridir. Her kim Hüda hakkında güzel düşünce beslerse ona Hüda tarafından, düşündüğü şey verilir.
5720
Cenabı Hak buyuruyor ki: Herkesin benim hakkımdaki zannı (benden umduğu şey) ne ise ben daima onun zannı üzereyim (onun umduğu gibiyim).
(SAYFA 221) Zan, cisimdir, ben onun canıyım. Sen o zannı vaki olmuş gibi kesin bil! Ben o iyi düşünceye mükâfat olarak yüz can bahşederim. Can nedir ki sonsuz ömür veririm. Hak Teâlâ buyuruyor ki: “Ben kulumun zannı yanındayım. Herkesin zannına göre bulunmayı adet edinmişim. Onun gönlüne o zannı benim ilham ettiğimi bilsin,
5725
benim bahşedeceğim lütfu o zandan anlasın. Öyleyse hüsnüzanları Hakk’ın habercisi ve müjdeleyicisi bilmek lazımdır ki aslında o hüsnü zanlar Hakk’ın, kullarına yaptığı kendi tarafına bir davettir. Ben daima o zannın içinde gizliyim. Ki zaten ben canım, iyi düşünce de benim suretimdir (cismimdir).” Bunu şerh ederken bir daha tekrar edeyim ki: “Cenabı Hak’tan lütuftan başka bir şey gelmez. Lütfu da lütuftur, kahrı da. Cenabı Hakk’ın kahır suretinde görünen lütufları, döve döve helva yedirmek kabilindendir.
5730
Cehennem azabı, ancak kulları ıslah (yola getirmek) içindir. Yoksa o, bir kimseye fenalık istemez. Cennetin güzel yüzü karşısında, cehennemin çirkin çehresi kahır ve gazap görünürse de ikisi de lütuftur. Art niyeti bırak! Hak’tan müminlere fenalık gelmez. Eğer sana bir fenalık gelmişse, onu, kendin yapmışsındır. Bunu niçin Hakk’a isnat ediyorsun? Kur’an-ı Kerim’de “Ve ma zalemna…”4 ayetini oku! Gör ki zulmü kendine kendin yapıyorsun!
5735
Baba, çocuğunu niçin tokatlar, ayağına niçin bukağı vurur? Bütün o kahırlar çocuğunun hayrı için değil midir? Evlada babasından iyi kim dost olabilir? Demek ki dövmek, onu ıslah içindir, kin ve husumetten değil. Babanın, evladına olan hiddet ve şiddeti sevgisindendir. Yoksa hangi baba evladına eziyet eder? Hak Celle ve Âlâ Hazretleri de kullarına dünya ve ahirette böylece hayır murat eder.
5740
Şüphe yoktur ki o, babadan daha çok şefkatlidir. Hatta babadaki şefkat de ondan gelmiştir. Baba ne almışsa Hüda’dan almıştır. Kendisi arada vasıtadır. Yoksa bütün alıp sattığı Hüda’nındır. Babanın rolü nedir? Kendi zevki için bir kadınla yattı, yalnız idi, kendi keyfi için kadınla evlendi. Ona o zevki veren, o ihtiyacı hissettiren de Cenabı Hak’tır. Bir damla meniye ana rahminde çocuk sureti veren de Hallak-ı Teâlâ’dır. Babanın bunda da bir etkisi yoktur.
5745
Sani’in yanında baba kim oluyor ki Hak’la beraber onun da adı anılsın. O işte: “Bir katre meniden böyle bir insan yaratmak kimin işidir? Böyle değersiz bir suya âlemi hayran edecek derecede güzel suret veriyor, bu ilim ve bu sanatta onun ortağı, benzeri ve yardımcısı da yoktur.” diyen baba da hayrettedir. Mademki bunların hepsini o yapıyor, demek ki bütün eserler onundur ve o, eserleri hakkında herkesten şefkatlidir.
5750
“İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn ”5 anlamınca, “Her şey sonunda ona döner.” Ondan gelen her şey ona geri dönecektir, tereddüdü bırak! Bunu kesin bil! Şüphe yok ki Hallak-ı Kerim, seni yoktan yarattı, yarını yüce (ulvi) âlemden, yarını aşağılık (süfli) âlemden aldı.
(SAYFA 222) Yüce kısmın yüksek göklerden, aşağı olan kısmın da aşağı yerdendir. Aklınla imanın, gök nurundan, küfür ve ihtiras zulmetleri de yer toprağındandır.
5755
Her iki kuvvet de seni kendi tarafına çekmek, rakibinin elinden almak ister. Nihayet hangisi galip olursa sen onun malı olur, onun hükmü altına girersin. Şu hâlde Hakk’a talip olan cana ne mutlu! Her neye talip isen, sen osun! Can peşinde isen, kesin olarak bil ki: Cansın! Bu bahsin tükeneceği yok, sen gene evvelki bahsine dön! Hakk’ın sanatı ve eserleri hakkındaki şefkatini izah eyle! (Hak Teâlâ) sana yüz babadan şefkatlidir.
5760
Baba, duasında evladı için hayır temenni ettiği zaman, Hallak-ı Teâlâ güler, ona der ki: “Sen, evladına benden daha şefkatli misin? Sen, ne yaptın, ona ne emeğin geçti? Hepsini veren benim, ben ona senden şefkatliyim. Sen boşuna müdahale ediyorsun, git, aradan çık! Ona benden fazla merhamet edecek yoktur. Onun cismini topraktan ben yarattım, tertemiz nurumdan ona can ve akıl verdim,
5765
daha neler verdiğimi ben bilirim. Beka diyarında da neler vereceğim. Çünkü onun biricik yaratıcısı benim. Sen ne bilirsin? Git, onu bana bırak! Ona dünyada büyük mertebe verdim. Öldükten sonra da daha âlâsını veririm.”
Notlar
- Rahmeti gazabından aşkındır.
- Zâriyât suresi 51/56 Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.
- Zâriyât suresi 51/56
- Hud suresi 11/101; Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar kendilerine zulmettiler. Rabbinin azap emri gelince, Allah’ı bırakıp da taptıkları ilâhları kendilerine hiçbir fayda sağlamadı. İlâhları onların sadece ziyanlarını artırdı.
- Bakara suresi 2/156 Onlar; başlarına bir musibet gelince, “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler.