MAHZUN ÂYÎN: HÂŞİM BEY’İN SÛZÎNÂK ÂYÎN-İ ŞERİFİ – Timuçin ÇEVİKOĞLU

A+
A-

MAHZUN ÂYÎN: HÂŞİM BEY’İN SÛZÎNÂK ÂYÎN-İ ŞERİFİ

Dr. Timuçin ÇEVİKOĞLU

XIX. yüzyılın önemli bestekârlarından Hâşim Bey, 1815 yılında İstanbul’da doğmuş, henüz sekiz yaşında iken Enderun’a alınarak Dellâlzâde İsmâîl Efendi’den ve onun da hocası olan Hammâmîzâde İsmâîl Dede-Efendi’den mûsikî öğrenmiştir. Hâşim Bey, sonraki yıllarda olgun bir san’atkâr olunca serhânende olarak sarayda bulunmuş, Sultân Abdülmecîd’in padişahlık döneminde musâhibliğe getirilmiş, Sultân Abdülazîz devrinde ise önce müezzinlik ve daha sonra da sermüezzinlik görevlerinde bulunmuştur. Kaynaklarda hem Mevlevi hem de Bektaşî olduğu yazılı olan Hâşim Bey, 1868 yılında vefat etmiş, Karacaahmed Kabristanına defhedilmiştir.1

Saadeddîn Nüzhet Ergun (19Ö1-1960) Türk Mûsikîsi Antolojisi adlı eserinde, Hâşim Bey’in, aynı zamanda müntesîbi olduğu Beşiktaş Mevlevîhânesi Şeyhi Hasan Nazîf Dede’nin sözleri ile bestelediği Suzinak Âyîn-i Şerîfi’nin ilginç hikâyesini, Galata Mevlevîhânesi’nin son şeyhi Ahmed Celâleddîn Dede (1853-1946)’den rivayetle şöyle anlatmaktadır:

“…Bununla beraber bu âyinler arasında taammüm etmeyenler de vardır. Meselâ Haşim Bey’in vücude getirdiği “Suznak âyini” ancak bir defa Beşiktaş Mevlevîhanesinde okunabilmiştir. Ahmed Celâleddin Dede’nin rivayetine göre, Haşim Bey,, bestelediği bu âyin güftesini Yenişehirli Nazif Dede’nin şiirlerinden intihab ederek vücude getirmişti. Halbuki ötedenberi Mevlâna’nın veya Sultan Veled’in eş’arından seçilen manzumelerin bestelenmesi âdetti. Bu an’aneye mugayir hareket eden ve tekkesinde böyle bir âyinin okunmasına müsaade eden Beşiktaş Mevlevîhânesi şeyhi Nazif Dede’ye Konya çelebisi tarafından bir tekdirname gönderilmiş, Mevlevîhanelerde mezkûr âyinin okunması da menedilmişti. Hattâ Nazif Dede’nin muarızları, “Mesnevî-i şerîf ve Dîvân-ı kebîr’de şiir mi kalmadı ki kendi güftelerinden âyin vücude getirtiyor” deye muahezeye de uğradı. Mamafih bu asırda bestelenen âyin selâmları arasına muhtelif kimselere âid Türkçe küçük küçük manzumeler ilâve edildiğini de görmekteyiz… “2

Cumhuriyet döneminde düzenlenen Semâ Törenlerine başlangıcından itibaren, vefâtına kadar neyzenbaşı olarak iştirak eden merhum Halil Can (11205-1973) ise bu hâdiseyi şöyle nakletmektedir:

“…Hâşim Bey, bestelediği âyin-i şerif için güfte olarak

Bu-l-aceb derya dil-i Mkeyfü kemmiyet menem
Nüh sadefte dürr-ü şehvar-ı girân kıymet menem

beytiyle başlayan Beşiktaş Mevlevihanesi şeyhi Hasan Nazif Dede Efendinin bir “fahriyesini” seçmiş ise de öteden beri âyinler Mesnevi-i Şeriften veya Divan-ı Kebir ile Sultan Veled Divanından intihab edilen güfteler ile yapüageldiğinden Haşim Beyin bu tarz-ı hareketi bilhassa güfte sahibinin muarızlarınca, Konya Çelebilik makamına şikayet ve Çelebi Efendi de bu âyinin okunmasını yasak ettiğinden, ancak bir defacık Beşiktaş Mevlevihanesinde okunabilmiştir. Halbuki, üçüncü Selâmın güftesi olan,

Hâk-pay-ı Hazret-i Molla-yı Rumîyem velî
Kimyadır tıynetim, iksir-i hasiyet menem

beyti ve en sonlara doğru,

Derd-ü elem-i hicr ile nây eyleyüp efgan
Esrar-ı Hûda söylemede âşıka her an
Ey dil, olayım dersen eğer mazhar-ı irfari
Allah için Allah diyelim, Hû diyelim, Hû.

Ve,

Duydun mu aceb naydan esrar-ı Ali-yi
Bildin mi Nazif’ nükte-i feyz-i ezeliyi
Arif olayım dersen eğer sim hafiyi
Allah için Allah diyelim, Hû diyelim, Hû.

kıt’alarını gayet âşıkane ve o nisbette san’atkârane olarak besteliyen Haşim Bey’in bu âyin-i şerifini taammüm edememesi sebebiyle ne kadar üzülsek azdır. Bu âyin-i şerifin tamamının notası koleksiyonumuzda mevcut olup ileride neşrinasib olur inşallah…”

Ergun, adı geçen eserinde, Hâşim Bey’in Suzinak Âyîn-i Şerîfi’nin güftesini, Ahmed Remzi Akyürek (1872-1944)’e ait âyîn mecmuasından aktarmış, ayrıca bu ve diğer bazı âyîn-i şeriflerin notalarının Abdülkâdir Töre (1873-1946)’nin koleksiyonunda yer aldığım bildirmiştir.4

Ergun’un söz ettiği merhum Abdülkâdir Töre’nin nota koleksiyonu, öğrencisi merhum M. Ekrem Karadeniz (11204-1981)’in vârisleri tarafından Süleymâniye Kütüphanesi’ne bağışlanmıştır. Eserin, bu çalışmanın kaynağı olan, tıpkı basımım da sunduğumuz notası bugün Süleymânîye Kütüphanesinde, Ekrem Karadeniz Koleksiyonu içerisindeki 3 nolu defterin 55-61. sayfalarındadır.

1    Öztuna, Yılmaz, Türk Mûsikîsi Akademik Klasik Türk San’at MûsiMsi’nin Ansiklopedik Sözlüğü, Orient Yayınlan, Ankara, 2006, c. 1, s. 334-336.

2 Ergun, SadeddinNüzhet, Türk Musikisi Antolojisi I-IL, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul, 1942-1943, c. 1, s. 405-406.

3 Can, Halil, Mevlâna Güldestesi, Konya Turizm Derneği Yay., Ankara, 1969, s. 68-75.

4    Ergun, Sadeddin Nüzhet, Türk Musikisi Antolojisi I-IL, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınlan, İstanbul, 1942-1943, c. 1, s. 541-542, 637.