KUTLU GÜNÜN SAHİBİNE

A+
A-

KUTLU GÜNÜN SAHİBİNE*

Basmasa mübârek kademün rûy-ı zemîne
Pâk etmez idi kimseyi hâk ile teyemmüm
Lâedrî

Sen ki, “Levlâke” sırrına muahatap olan Sultân-ı Âlî-şân,

Sen ki, ismi “Allah” ile yazılan Âlî Sultan’sın…

Sen ki cennet bahçesinde bir güldün, derildin…

Sen ki, âlemlere rahmet olarak gönderildin…

Sen ki, Mûsâ’ya Tûr’sun, İsâ’nın elinde nur,

Sen ki, Evrene “Nûrun ‘alâ nur”sun…

Sen ki, karanlık geceye mumsun…

Sen ki, zindandaki masumun gönlünde huzursun..

Sen ki, yolunu şaşıranlara kutup yıldızısın…

Sen ki, çöldeki kervana kılavuzsun…

Sen ki, şaşkın dünyaya akılsın…

Sen ki, nübüvvetine şâhittir taşlar…

Sen ki, önünde eğilir cümle başlar…

Sen ki, her şeyin etrafında dönen güneş, aşkınla senin etrafında döner…

Sen ki, şefâatinle nâr-ı cehennem söner…

Sen ki, zulmeti nura tebdîl ettin…

Sen ki, kullara imanı tebcîl ettin…

Sen ki, bu dünyada insanlara dini getirdin…

Sen ki, mü’minleri cennete götürdün…

Sen ki, zamanların eşsiz önderisin…

Sen ki, gönüllerin yegâne serverisin…

Sen ki, yerler ve gökler sana muhtaçtır…

Sen ki, mücrim kullar şefâatine açtır.

Sen ki, hasta gönüllere şifâsın…

Sen ki, mahzun gönüllere safâsın…

Sen ki, rahmet deryâsındaki Nuh’sun…

Sen ki, seçilmiş bir incisin, Mustafâ’sın…

Sen ki, gönül huzuru, pür-safâsın…

Sen ki, övgüye elyâk Mahmûd’sun…

Sen ki, mükemmel insân, Mevdûd’sun…

Sen ki, Ahad’a Ahmed’sin, Eşref-i Mahlûkât’sın, Muhammed’sin…

Seninle dünyâ saâdet kuşağını bağlar,

Rahmetinden uzak gönüller dâim kan ağlar…

Rahmetinle bize imdâd kıl, şefâatinle mahzun gönlümüzü şâd kıl…

Bin gönülle diyoruz bu duâya ÂMÎİİN

SAD SALAVÂTULLÂHİ ALEYHİM ECMAÎN

* Bu bir şiir değildir.