KÜTAHYA ÇELEBİLERİ – 6) Çelebi Müeyyed

A+
A-

Betül SAYLAN*

SEFÎNE-İ NEFÎSE-İ MEVLEVİYÂN’DA BAHS OLUNAN DİĞER ÇELEBİLER

6) Çelebi Müeyyed

Kütahya çelebilerinden olan Müeyyed Çelebi, Alâeddin Çelebi’nin kızkardeşinin oğludur. Celâledddin Ergūn Çelebi’nin terbiyesinde yetişmiştir.1032

Sefîne’den başka kaynaklarda hakkında bilgiye ulaşamadığımız Müeyyed Çelebi’nin Muzafferüddin Çelebi ile de sohbet arkadaşlığı bulunduğunu; Müeyyed Çelebi’nin rüyâ tâbirlerinde mahâretini   “Muzafferüddin Çelebi” bahsinde aktarmıştık.1033

Sefîne’de, Müeyyed Çelebi’nin münzevî bir kişiliği olduğu ve zaman zaman yalnız başına ve tenhâ yerlerde gezmeye çıktığı anlatılır. Ancak bu geziler esnâsında Müeyyed Çelebi’yi görenlerin, kendisine sâlih kimselerden oluşan kalabalık bir topluluğun eşlik ettiğine şâhit oldukları rivâyet edilmektedir.1034

Kütahya’da birçok sıkıntı ve kargaşaya, hattâ mevlevîhânenin fetret devrine girmesine sebep olan Timur saldırısı esnâsında, Kütahya’da bulunan çelebilere göç etme, Kütahya’yı terk ederek Konya’ya dönme izni verildiğinde Müeyyed Çelebi’nin;

مؤید با مظفر پیروى كن
مولوى خودراروى كن

[Müeyyed Muzaffer ile yürüdü, gitti] buyurarak, Muzafferüddin Çelebi ile birlikte “gülşen-i âcilden, cennet-i âcil ”e hicret edeceklerine işâret etmiş ve işâret ettiği gibi de gerçekleşmiştir. Alâeddin Çelebi, Muzafferüddin Çelebi ve Müeyyed Çelebi üçü birlikte aynı mahâlde medfûndurlar.1035

 


1032Alâaddin Çelebi’nin İlyas Paşa’nın oğlu olduğu bilgisini kabul edersek; Müeyyed Çelebi de İlyas Paşa’nın kızı olan Tâhire Hanım’ın (d. 706 h./1306 m. – ö. 751 h./1350 m.) oğlu olması icâb eder. Ancak Tâhire Hanım, amcası Hızır Paşa’nın oğlu Çelebi Mehmed Paşa’yla evlenmiş; Çelebi Mehmed Paşa’nın vefat eden eşinden olan ve 7 yaşında annesiz kalan oğlu Çelebi Ahmed Paşa’ya annelik etmiş ve bu evlilikten 729 h./1328 m. târihinde Yakûb Hân Germiyanî dünyâya gelmiştir. Yâni kaynaklarda, Tâhire Hanım’ın Müeyyed isminde bir evlâdından bahsedilmemektedir. Bu durum, Alâaddin Çelebi’nin İlyas Paşa’nın oğlu olduğu bilgisinin doğruluğunu da sıkıntıya sokmaktadır. (Mustafa Sâkıb Dede, a.g.e.,c. I, s. 107, 111; Sahîh Ahmed Dede,a.g.e., s. 209, 214, 215, 221)

1033 Mustafa Sâkıb Dede, a.g.e.,c. I, s. 110-111

1034 Mustafa Sâkıb Dede, a.g.e., c. I, s. 111

1035 Mustafa Sâkıb Dede, a.g.e., c. I, s. 111-112

 

ETİKETLER:
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.