KUR’ÂN’I ANLAMAK VE UYGULAMAK…
KUR’ÂN’I ANLAMAK VE UYGULAMAK…
Hz. Mevlânâ (Rh.A.) bir beytinde
“Ensıtû râ gûş kon hâmûş bâş
Çün zebân-ı Hak ne-geştî gûş bâş.”
“Dinleyin ve susun!” emrine kulak ver ve sus! Madem ki Hakk’ta fani olup Hakk’ın dili olamadın; kulak kesil!’’*
Bu beyitle “Dinleyin ve susun!” sözünde A’raf Sûresi’nin 201. ayetine işaret etmektedir. Esteîzü billah “Ve iza kuriel kur’anu festemi‘û lehu ve ensıtû le‘allekum turhamûn: Kur’an okunduğu zaman onu dinleyin ve sessiz olun ki rahmete nâil olasınız.” buyurulmaktadır.
Kelâmullah’ı dinlemenin edep ve erkânı burada gösterilmektedir bu ayetle. Buna göre Kur’an okunduğu sırada Müslüman ona ilgisiz kalmayacak, kulak verip dikkat kesilecek, saygıyla ve ilgiyle dinleyecektir; çünkü o, her şeyden önce Allah’ın sözüdür, onda konuşan Allah’tır. Bu sebeple Kur’an’a kulak vermemek ve dinlememek, Allah’ın konuşmasına kulak vermemek ve dolayısıyla Allah’a karşı edepsizlikte bulunmak anlamına gelir.
Ayrıca anlamları üzerine düşünüp kavrayabilmek, sonuçta rahmet ve bereketinden yararlanabilmek için de onu yoğun bir dikkatle dinlemek gerekmektedir. “… onu dinleyin ve sessiz durun” buyruğu, beden kulaklarıyla Kur’an’ı dinlemeyi, tilâvet sırasında konuşmamayı, başka şeylerle ilgilenmemeyi ifade ettiği gibi mecazî manada “Kur’an’ı dinlemek”, aynı zamanda “onun buyruklarına uyup yasaklarından kaçınmak” anlamına da gelir.
Ayetin hem gerçek hem de mecazi anlamda Kur’an’a kulak vermeyi emrettiğini kabul ederek, Kur’an okunurken başka şeylerle ilgilenmeden onu saygıyla ve dikkatle dinlemek, bununla da yetinmeyip buyruklarını yerine getirmek ve yasaklarından kaçınmaktır.
Müslüman, Kur’an-ı Kerîm’i beden kulağı ile dinlemek, Allah’a ve O’nun kelâmına saygı göstermekle Allah kelâmı karşısında takınmış olduğu bu edepli ve ahlâklı tavrının sevabını kazanacak, O’nun tarafından ödüllendirilecek; Kur’an’ı can kulağıyla dinlediği gibi kalp ve aklı ile de dinlemek suretiyle onun içeriği üzerinde düşünerek kalbini ve aklını aydınlatacak, imanına güç katacak, yanlışlarını düzeltecek, doğrularını arttıracaktır; böylece bu ve buna benzer kazanımlarıyla ayetin sonunda ifade buyurulan rahmet ve merhamete ulaşmış olacaktır.
Allah’ım bizi emirlerini dinleyen ve yaşayanlardan etsin.
________________________________
*Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî-Şerh-i Mesnevî, Haz. Tâhirü’l-Mevlevî, c. 8 (Cilt: II, Kitap: 3), s. 1017, b. 73120.