KORKU VE ÜMİT
43. KORKU VE ÜMİT
Peygamberler dediler ki: “Ümitsizliğe düşmek kötüdür. Allah’ın ihsan ve rahmetlerine son yoktur;
Böyle bir ihsan sahibinden ümit kesmek hiç de yaraşmaz. Bu rahmete el atın, yapışın!”
Bizim gönlümüzde lâlelik var, gül bahçesi var. Orada solmanın, perişan olmanın yolu yok!
(Allah) sapıklığı iman yolu yapar; eğri gidişi ihsan mahsulünün devşirme çağı kılar.
Bu suretle de hiçbir ihsan sahibinin korkudan emin olmamasını, hiçbir hainin de recâdan el çekmemesini diler.
“Korkmayın” sözü, korkanlara sunulan hazır yemektir; ve bu yemek, tam onlara lâyıktır.
Bir kişi, Hak’tan korkup takvâ yolunu tuttu mu; cin olsun, insan olsun, onu kim görse çekinir.
(Âriflerin) emniyeti, korkunun ta kendisinden meydana gelmiştir. Hâsılı her ân da o emniyet, çoğalıp durur.
Korkuda yüzlerce eminlik gizlidir. Gözün karasında bunca aydınlık var.
Ey temiz adam, korkuda gizlenmiş emniyeti gördün, ümitte gizli korkuyu da bir gör.
Böyle bir ihsan sahibinden ümit kesmek hiç de yaraşmaz. Bu rahmete el altın, yapışın!
Bu ümit ve korku; herkes, bu perdenin ardında beslenip yetişsin diye perde ardına girmiştir.
Ümit ve korku perdesini yırttın mı gayb, bütün şaşaasıyla meydana çıkar.
Ümitsizlikten sonra nice ümitler var… Karanlığın ardında nice güneşler var!
(III/2922, 2923, 2935, VI/4342, 4343, I/1430, 1425, VI/4365, 3580, 4366, III/2923, I/3616, 3617, III/2925)
[divide style=”2″]