KENDİNİ TAVAF EDERKEN AYDINLANMA TÖRENİ – 2

A+
A-

KENDİNİ TAVAF EDERKEN AYDINLANMA TÖRENİ

3.Selam

 

Varlığın özü ve gerçekliği ayrıldı bugün geçici ve
sonu olan her şeyden
Nemrut çocuklarının bir kez daha diz çöküp
ağlayarak nâdim oluşlarının beyanı
 

a) Yola çıktım atımın teri benden boşandı

Hüzünle yağmurdandı kefeni

ölü doğmuş kentin

 

Bir avuç toprak atamadım yine de mezarına

İçimden gelmedi

ve elim tutmadı

Tedirgin bir ağıt dolaşıp durdu

başımın üstünde

Sessizliğin öznesi gizlemişti kabristanda

bir çam ağacının kozalağına

Umut yorgunuydu gözler her söz verişin ardında

 

b) Çiçeklerin müellifi şöyle demişti

Kayıp kitabının ithafında

‘Gül kokmak arzusuyla gül koklayanlara’

Geç mi farkına vardım vahim mi hâlim bilemem

Ama anladım

Gül kokmak için gül olmak gerekti

Çekirdekten fidandan başlamak için koşup geldim

Yüreğimden damlayan kan

Şimdi neresindedir gülistanın

 

c) Ey ki hezâr-ı aferin bu nice sultan olur
Kulu olan kişiler hüsrev ü hakan olur

Her ki bugün Veled’e inanuben yüz süre
Yoksul ise bay olur bey ise sultan olur

 

4.Selam

 

İnsan kendinden uzaklaştıkça tanımaya ve bilmeye
başladı cevherindeki özü
Fâtihce bir edâ ile içindeki kaleyi zapdedişinin beyanı

 

Işığını güneşten al karanlığına

Sonra işit

Sessizliğin gizli fırtınasını

Sonsuz yalnızlıklarda mavi göğe fısıldadığım

Sabırla dinle

Büyük sırrını yüreğimin

Bütün zamanların üstüne ağlıyor gözlerim

Kendince tanı

Hasretlerin ümit kırılmasını

 

Ulu hayallerin yokluğundan kirlenmektedir dünya

Sür atını

Bozkır ufuklarına dolu-dizgin

 

Kör düğümler atılır acının yumağına

Kendini ara

Yoksulluğun şimşek çaktığı yerlerde