KARAHİSAR ÇELEBİLERİ – 5) Şâh Mehmed Çelebi
Betül SAYLAN*
SEFÎNE-İ NEFÎSE-İ MEVLEVİYÂN’DA BAHS OLUNAN DİĞER ÇELEBİLER
5) Şâh Mehmed Çelebi (d. 944 h./1537 m. – ö. 1000 h./1591 m. ?)
Hızır Şâh Çelebi’nin oğlu ve halîfesi olan Şâh Mehmed Çelebi, Sahîh Ahmed Dede’ye göre 944 h./1537 m. târihinde Karahisar’da dünyâya gelmiştir.873
Şâh Mehmed Çelebi’nin doğumuyla ilgili bir rivâyet şöyledir: Şâh Mehmed Çelebi’nin doğumu esnâsında, babası Hızır Şâh Çelebi evlâdı ve âilesi için himmet dilerken, âlem-i mânâdan bir sesin “Bizim “Şâh Mehmed”imiz, hoş gelsin, hoş yaşasın ve hoş gitsin” diye nidâ ettiği ve doğum sürecinin en kolay sûrette tamamlandığı rivâyet edilir.874 Doğumun akabinde, babası Hızır Şâh Çelebi’nin, bebeği hırkasının içerisine alarak murâkabeye daldığı ve bu hâlden sonra da tükürükleriyle bebeğin ağzını sıvazladığı kaynaklarda bildirilir.875 Bu olayın da Şâh Mehmed Çelebi’nin tabîatında ve tasavvufî terbiyesinde önemli rol oynadığı kanâatini taşımaktayız. Esâsen de babasının tedrîsinden geçerek zamânınındinî ve ledünnî ilimlerini tahsil ettiği; meclislerinin, dervişlerin soruları için bulunmaz birer meclis olduğu; zamânının değerli mürşidleri arasında bulunduğu ve Şâh Mehmed Çelebi’nin mizâc olarak ve belki de babasının “Sânî-i Sultan Veled-İkinci Sultan Veled” olarak anılması sebebiyle Ulu Ârif Çelebi’ye benzetildiği rivâyet edilir.876
Şâh Mehmed Çelebi 33 yaşlarındayken, 978 h./1570 m. târihinde, babasının vefâtıyla posta geçmiştir. Genç yaşta büyük bir sorumluluk almış olmasına rağmen, aldığı mânevî terbiye ve tasavvufî eğitimle ihvânı teselli etmiş, muhtemel bir karışıklığa mâni olmuştur.877
Kaynaklarda, Şâh Mehmed Çelebi’nin çocuk denecek yaşta şiirle ilgilenmeye başladığı, çocukluk döneminde yaşanan bir olayla şöyle aktarılmaktadır: Bir gün, Şâh Mehmed Çelebi babası ile oturur iken, âlim ve câhil iki dervişin birbirleriyle kavga ederek geçtiklerini görmüşler. Âlim derviş, câhil olana “Bre odun!” diyerek cehlini îmâ etmiş. Bunun üzerine câhil olan ateş kesilerek bu durumu Şâh Mehmed Çelebi’nin babası Hızır Şâh Çelebi’ye iletmiş. O esnâda olaya şâhid olan Şâh Mehmed Çelebi de:
Nefs-i bed-hû k’ola pür-âteş “Odun” lafzından Hîme-i nâr-ı gazab olduğuna şâhiddir878
beytini inşâd etmiştir.879
Zamân-ı meşîhatinde,Evkāf-ı Celâliyye ile ilgili Karahisar sancağı paşasıyla birtakım meseleler yaşayan Çelebi, bu durumu bertaraf etmiştir. Bu sıkıntılı durumda Çelebi; “Kendileri evliyânın dergâhının hizmetleri sâyesinde bağışlanmış, kurtuluşa ermiş ve ilme mensûb olmuşlardır. Onların mallarından el çekmek gerektir. Her kim ki, haddini bilmez, sınırlarını aşar, o kişi devlet büyüklerinden de olsa, itâat câiz değildir…” buyurarak vakıf mallarının koruyucusu olmuştur. O günden sonra, Şâh Mehmed Çelebi’nin Evkāf-ı Celâliyye üzerinde bir himâyesi olduğu inancı ağır basmış ve vakıf mallarına haksızlık ve hürmetsizlik edenlerin, Şâh Mehmed Çelebi’nin gazabıyla zillet ve sıkıntıya düştükleri وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ أَنْصَا ر (Bakara, 2/270) [Zâlimler için hiç yardımcı yoktur] âyeti gereğince halk arasında yaygınlık kazanmıştır.880
Şâh Mehmed Çelebi’ye izâfe edilen kerâmetlerden biri de; kendisine ziyârete gelen kāfilelerin niyetlerini kendileriyle görüşmeden önce beyan etmesi ve kim ne niyetle ziyâretine gelmişse (himmet dilemeye gelenler, ticâret maksadıyla ziyâretine gelenler, şifâ dilemek amacıyla ziyâretine gelenler…vs.) niyetinin gerçekleşmiş olmasıdır. (şifâ dilemeye gelenlerin şifâ bulmaları, ikiyüzlü davranan tüccârların zarara uğramaları, himmet dileyenlerin âfiyet bulmaları…)881
Şâh Mehmed Çelebi’nin kiminle evlendiği hakkında bir bilgiye sâhip değiliz. Ancak genç yaşta evlendiğini 17 yaşında 961 h./1553 m. târihinde baba olmasından anlayabiliyoruz. 882 961 h./1553 m. târihinde kızı Destînâ Hanım’ın (Destînâ Hanım-ı Kübrâ/Destînâ-yı Sânî) doğumunun ardından 992 h./1584 m. târihinde, Şâh Mehmed Çelebi 48 yaşındayken oğlu, Küçük Mehmed Efendi dünyâya gelmiştir.883 Oğlunun doğumundan 2 sene sonra hanımını kaybeden Şâh Mehmed Çelebi, 1000 h./1591 m.târihinde (Sâhîh Ahmed Dede’ye göre de 1031 h./1621 m. târihinde, 87 yaşındayken) vefat etmiş, babası Hızır Şâh Çelebi’nin ayakucuna defnedilmiştir.884 Vefâtından önce, kızı Destînâ Hanım’ı yerine vasiyet etmiştir.885
873 Sahîh Ahmed Dede, a.g.e., s. 263
874 Mustafa Sâkıb Dede, a.g.e., c.I, s. 242
875 Mustafa Sâkıb Dede, a.g.e., c.I, s. 242-243
876 Mustafa Sâkıb Dede, a.g.e., c. I, s. 242; Esrâr Dede, a.g.e., s. 249
877 Kaynaklarda, babasının vefâtı karşısında Şâh Mehmed Çelebi’nin, Hızır Şâh Çelebi’nin ارْ جِعِي dâvetine icâbet ettiğini; ihvâna vakti gelen ve دعوت یَاأَیَّتُهَا الن فْسُ الْمُطْمَئِنَّةُارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَرْضِيَّة (Fecr, 89/27-28)[Ey huzûra kavuşmuş insan! O senden hoşnut, sen de O’ndan hoşnut olarak Rabbi’ne dön!] nidâsına muhâtap olanların bu dâvete icâbet edeceklerini anlatarak ihvânın hüznünü tesellî ettiği rivâyet edilmektedir.
(bkz: Mustafa Sâkıb Dede, a.g.e., c. I, s. 243)
878 Mustafa Sâkıb Dede, a.g.e., c. I, s. 243; Ali Enver, a.g.e., s. 103; Esrâr Dede, a.g.e., s. 249-250
879 Mustafa Sâkıb Dede, a.g.e., c. I, s. 243; Esrâr Dede, a.g.e., s. 250
880 Mustafa Sâkıb Dede, a.g.e., c. I, s. 243-244
881 Mustafa Sâkıb Dede, a.g.e., c. I, s. 244
882 Sahîh Ahmed Dede, a.g.e., s. 268
883 Sahîh Ahmed Dede, a.g.e., s. 275
884 Sahîh Ahmed Dede, a.g.e., s. 276, 294; Esrâr Dede, a.g.e., s. 250
885 Mustafa Sâkıb Dede, a.g.e., c. I, s. 246; Sahîh Ahmed Dede, a.g.e., s. 294