KARAHİSAR ÇELEBİLERİ – 4) Hızır Şâh Çelebi

A+
A-

Betül SAYLAN*

SEFÎNE-İ NEFÎSE-İ MEVLEVİYÂN’DA BAHS OLUNAN DİĞER ÇELEBİLER

4) Hızır Şâh Çelebi (d. 1203 h./1497-98 ö. 978 h./1570 m.)

Dîvânî Mehmed Çelebi’nin oğlu olan Hızır Şâh Çelebi, 1203 h./1497-98 m. târihinde Karahisar’da dünyâya gelmiştir.862 Hayâtı boyunca dedelerinin mîrâsına sâhip çıkmasından ve eserlerine   tam   bir   ittibâ   sağlamasından   ötürü   “Sânî-i   Sultan   Veled-İkinci   Sultan   Veled”   olarak anılmıştır.863 Ayrıca, “Hızır” ismiyle insanların mânevî dertlerine derman olduğu; “Şâh” ismiyle de dünyâ işlerinde, insanların zâhir sıkıntılarında yardımcı olduğu; her iki ismiyle de zâhir ve bâtın işlerinde himmet eylediği rivâyet edilmektedir.864 Babası Dîvânî Mehmed Çelebi’nin vefâtı esnâsında dahi, gözü yaşlı ihvânı tesellî etmek vazîfesi Hızır Şâh Çelebi’ye düşmüş ve babasının vefâtıyla oluşabilecek mânevî otorite boşluğuna müsâade etmemiştir.865

931 h./1525 m. târihinde hilâfetnâmesini almış, babası Dîvânî Mehmed Çelebi’nin vefâtıyla da 936 h./1530 m. târihinde, 33 yaşında posta geçmişlerdir.866 Kendisine âit olan ve “931 h. yılının Rebîulâhirinin ortalarında” tanzim edildiği belirtilen hilâfetnâmede Hızır Şâh Çelebi’den; “Çelebi Hızır Şâh bin Muhammed Çelebi el-Celâlî es-Sıddîkî” olarak bahsedilmektedir.867 Kaynaklarda, 1560 yılı civârında868 Karahisar Mevlevîhânesi’nde büyük bir yangın çıktığından ve mevlevîhânenin kendi imkânlarıyla yenilendiğinden bahsedilmektedir.

Kaynaklar, 944 h./1537 m. târihinde, Hızır Şâh Çelebi 41 yaşındayken, büyük oğlu Şâh Mehmed Çelebi’nin; 957 h./1550 m. târihinde, Hızır Şâh Çelebi 54 yaşındayken de küçük oğlu Veled Çelebi’nin869 dünyâya geldiğini bildirirler.870

Hızır Şâh Çelebi, 75 yaşındayken, 978 h./1570 m. târihinde Karahisar’da vefat etmiştir. 871 Vefâtının yaklaştığını mânâ âleminde haber alması netîcesinde, ziyâfetler düzenlediği, semâ’ merâsimleri tertib ettiği, vefâtından üç gün önce de makāmını oğlu Şâh Mehmed Çelebi’ye terkettiği rivâyet edilmektedir. Vefâtının akabinde, annesinin ve babasının yanına defnedilmiştir.872

 


862  Sahîh Ahmed Dede, a.g.e., s. 253

863 Sahîh Ahmed Dede, a.g.e., s. 238

864 Mustafa Sâkıb Dede, a.g.e., c.I, s. 240

865 Mustafa Sâkıb Dede, a.g.e., c.I, s. 238-239

866 Babasının vefâtı üzerine şu kıtayı inşâd ettiği kaynaklarda bulunmaktadır:

Olup dil sîr-i seyr-i enfüs ü âfâk u nâ-gâhî
Verâ-yı perde-i gayba çekince peyker-i cânı
Dedi târîhini bir müstemend-i derd-i hicrânı
Bekā mülküne çekdi askerin Sultan Dîvânî

Sahîh Ahmed Dede, a.g.e., s. 261-262; Mustafa Sâkıb Dede, a.g.e., c. I, s. 50

867 KMMA dosya no: 92 belge no: 1

868 Kaynaklar, yangının çıktığı 1560’lı yıllarda, “Dîvâne Mehmed Çelebi’nin kızı” kaydıyla Destînâ Hanım’ın postnişîn olduğunu kaydetmektedirler. Ancak, Destînâ Hanım’ın doğum târihi dikkate alındığında (961 h./1553 m.) yangının çıktığı târihte Destînâ Hanım’ın postta olması mümkün görünmemektedir. Ayrıca, kaynaklardaki “Dîvâne Mehmed Çelebi’nin kızı” kaydının yanlış aktarılmış olabileceğini düşünmekteyiz. Yâni yangın, “Dîvâne Mehmed Çelebi’nin oğlu” Hızır Şâh Çelebi zamân-ı meşîhatinde çıkmış olabilir.

(bkz: Tanrıkorur, Bârihüdâ, “Karahisar Mevlevîhânesi”, DİA, c. XXIV, s. 418; Küçük, Sezâi, Mevlevîliğin Son Yüzyılı, s. 177)

869 Mehmed Veled Çelebi için bkz: Sahîh Ahmed Dede, a.g.e., s. 266, 281, 286; İhtifâlci Mehmed Ziyâ, Bursa’dan Konya’ya Seyâhat, s. 276; İlgar, “AfyonKarahisar Mevlevîhânesi Postnişînleri ve Mevlevî Meşhurları”, s. 280

870 Sahîh Ahmed Dede, a.g.e., s. 263, 266 Bâzı araştırmacılar, ellerinde bulunan bâzı şecerelerde, Hızır Şâh Çelebi’nin Şâh Mehmed Çelebi adında bir oğlu ve Destînâ Hâtun adında bir kızı olduğu bilgisini nakletseler de, Hızır Şâh Çelebi’nin Şâh Mehmed Çelebi ve Veled Çelebi adında iki oğlu bulunmaktadır. Bahsi geçen Destînâ Hâtun (II) ise, 961  h./1553-54 m. târihinde Şâh Mehmed  Çelebi 17 yaşındayken dünyâya gelen kızı, Hızır Şâh Çelebi’nin de torunudur.

(İlgar, “Afyonkarahisar Mevlevîhânesi Postnişînleri ve Mevlevî Meşhurları”, s. 243; Sahîh Ahmed Dede, a.g.e., s. 268)

871 Sahîh Ahmed Dede, a.g.e., s. 272

872 Mustafa Sâkıb Dede, a.g.e., c.I, s. 242

ETİKETLER:
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.