İNSAN, DENİZ VE SU

A+
A-

İNSAN, DENİZ VE SU

a.

İnsan denizdir. Deniz suların buluşması… Aka aka kavuşma. Coşkuyla ve ahenkle buluşma. Aşkla kavuşma.

İnsan denizdir. İnsan sadece muhayyilesi, düşünce ve estetik dünyası, ahlak ve seciyesiyle değil, maddi varlığı itibariyle de denizdir. Hatta o, denizin oğlu, denizin kızıdır. İki denizin kavuşmasının ürünüdür. Bu yüzden her insan bir buluşma, bir ittifak, bir mutabakatın eseridir. Bu buluşmanın da, ittifakın ve mutabakatın da yegâne iksiri sevgidir.

İnsan denizdir. İnsan buluşmadır. İnsan sevgidir.

b.

Deniz sudan ibarettir. Ya insan? İnsan da özü itibariyle bir damla sudan ibaret değil mi? Su denize dağlardan, yükseklerden aka aka gelir. Yukarıdan aşağıya… Denizde su güneşle buluşup miraca çıkar. Oradan bulut olup, yağmur olup, o çıktığı toprağı sular. Sanki bir daire, sanki bir devir.

İnsan suyu da insanın dağlarından iner. Ta aşağıya, aşağılara akar. Anne toprağında yükselir, yükseklerin yükseğiyle buluşur ve yine oradan, tıpkı yağmur bulutlarının yağması gibi büyük bir sesle ana kucağına doğar. Doğuş bir iniştir. Doğan her bebek, o ilk ağlayışıyla sanki yükseklerin yükseğinin sesini ve nefesini bu iniş alemiyle buluşturur. Bu yüzden her doğuş bir rahmettir. Tıpkı yağmur gibi… Lakin nasıl ki yağmur rahmetle birlikte gazabı ve felaketi de içinde bulunduruyorsa, insan da öyle. Din, ondaki rahmet yönünü ortaya çıkaran sistemin adıdır.

Deniz sudur. Su safiyet ve rahmettir… Saf bilgidir. Berekettir. Hayattır. İnsan da safiyetle doğuyor, safiyete ermeye çabalıyor. İnsan da o saf bilginin peşinde. Baştan sona bilgi, baştan sona görgü olan insanlar yok mu? Evet, işte onlar insanlık aleminin ufkudur. O ufka doğru giden saflaşıyor, bilgi oluyor ve bereket saçıyor. Ne var ki, herkes o doğru ufka kavuşa bilme, onunla buluşma ve onunla yol alma niyetinde değil. Esasen her niyet eden de kavuşuyor, buluşuyor, hem-zeban ve hem-hal oluyor da değil. Demek ki, çoğu kimse su olduğunu unutup, suyun kaynağına ulaşma idealini yitiriyor.

Unuttuklarımızı hatırladıkça insan oluyoruz.

Yitiklerimizi buldukça kendimiz oluyoruz.

Deniz bize unuttuklarımızı hatırlatıyor.

Deniz bize yitiğimizi hatırlatıyor.

c.

İnsan denizdir. Deniz su. Su safiyettir, bilgidir, rahmettir. İnsan da özü itibariyle sudur, safiyettir, bilgidir, rahmettir.

İnsan, insanlığının ve kendinin farkına kolay kolay varamıyor. Yolda çeldiriciler, akıl alıcı sahte ışıklar ve tuzaklar var. İnsan denizi ve suyu unutuyor… İnsan, kendine insanlığını hatırlatan, onu saflaştıran, baştan sona bilgiye ve rahmete dönüştüren yol ufku rehberlerle buluştukça… İnsan, insana erdikçe insan oluyor.

bkemikli@gmail.com