İMTİHAN
İMTİHAN
İyi yaşayıp yaşamadığınızı nasıl test ediyorsunuz?
İyi bir öğrenci, iyi çalışan, iyi evlat, iyi eş, iyi vatandaş olup olmadığınızla ilgili kafanız net mi? Kararı kim veriyor?
Öğrencilerde karne var, senede iki defa alıyorlar ve çoğu gözlüklü büyükler inceleyip “mmm” diyerek baş sallıyorlar. Çoğu yerde, çalışanlar için de performans kriterleri var. Evliliklerde nihayetinde kötü eş mahkeme tarafından tard ediliyor. Küçük yerlerde kötü çalışan işten kovuluyor. Toplumsal kurallar ve gelenekler var. Toplum kendi normlarına göre iyi ve kötü ayrımı yapıyor genellikle.
Siz ne diyorsunuz kendinizle ilgili?
İyi yaşıyor musunuz, olması gerektiği gibi mi her şey?
Ben kendimle ilgili olanı söyleyeyim, bu soruya verdiğim cevap daha çok duygularımla alakalı. Kaygılı değilsem, kendimi iyi hissediyorsam her şey yolunda gibi görünüyor. İyi de duygular iyi ve doğru yaşamanın göstergesi olabilir mi? Bombalı bir eylemden sonra onca cenazenin ardından, dünyadaki en doğru şeyi yaptığını düşünen bir katil de kendini iyi hissedebilir. İyi hissetmek biraz da neye inandığınıza bağlı. Ölmeleri gerekiyordu öldürdüm diyen bir psikopatın duyguları onun doğru yolda olduğunu gösterir mi?
Asıl soruyu soralım şimdi.
Dünya kendini iyi hissetme yeri mi?
Okulda iyi hissetmediği gün öğrenci okulu bıraksın mı? İyi hissetmediği günlerde çiftçi tarlayı bırakıp kahveye mi gitsin? Evin hanımı veya beyi iyi hissetmiyorum gerekçesiyle mahkemeye gitse?
Hisler kendi başına bir şeyin doğru olması ya da olmamasının kriteri olabilir mi?
Şimdi biz kendi cevabımızı verelim.
Dünya imtihan yurdudur.
İmtihan varsa zorluklar da vardır. Hatta zorluk ve kolaylık birliktedir. Bir de imtihan için ihtiyar ve irade gerekir.
İnsanın meyil ve arzuları vardır. Arabanın freni ve gazı gibi. Direksiyonun başındaki de irade sahibidir. Bazen yol kalabalıktır. Engeller çıkar. Araba arızalanır. Şöför kendini kötü hissedince arabayı orada bırakıp gitmez. Onun hedefi menzilidir. Hislerine rağmen rotasını tamamlamak onu iyi şöför yapar.
Kötü hissediyorum. Mutsuzum. Hiçbir şey istediğim gibi değil.
Bu cümleler yoldan kalmanın mazereti kabul edilmez. Aynı yolda aynı şartlarda böyle hissetmeyenler de varsa hele.
Bunu söyleyenler. Hayatı hep iyi hissetme, mutlu olma, canının istediği her şeyi yapma yeri zannediyor muhtemelen. Esnek değiller, değişime kapalı ve inatçılar.
Hayat, bu dünyadan göçtükten sonra bile değerli kalabilen, isminin yanında itibar bırakanlardan öğrenilir. Başta Peygamberler olmak üzere.
Hayat sadece iyi hissetme yeri olsaydı negatif duygular olmazdı. Günün sadece gündüz olmadığı gibi.
Yazıyı bağlayalım. Hisler yoldan kalmanın mazereti olamaz. Sağlam bir haritamız varsa, ne hissettiğimizden çok, yolun neresinde olduğumuza bakarız. İyi hissetmek için de kabullerimizi çoğaltıp razı olanları örnek alırız.
Hele dua ve niyaz pek yaraşır yola.