İBNİ ARABİ ve MEVLANA EKOLÜNDE TEŞBİH ve TENZİH MESELESİNİN DİL ve ANLATIM TARZI AÇISINDAN KARŞILAŞTIRILMASI – Nasrullah-i Pürcevadi Çev. – Derya Örs
İBNİ ARABİ ve MEVLANA EKOLÜNDE TEŞBİH ve TENZİH MESELESİNİN DİL ve ANLATIM TARZI AÇISINDAN KARŞILAŞTIRILMASI
Nasrullah-i Pürcevadi
Çev. – Derya Örs
Teşbih ve tenzih meselesi, gerek kelamcıların gerek mutasavvıfların ayrıntılı olarak söz ettikleri ilahiyatla ilgili karmaşık meselelerden birisidir. Teşbih ve tenzih, insanın Allah’ı bilme ve tanıma hususunda ulaşabileceği akli ve ruhi iki konum ve durumdur. İnsan, teşbihte, genellikle yaratılmışlara nispet edilen çeşitli sıfatları Allah’a nispet eder. El, ayak, dil, konuşma, duyma, görme ve bilme gibi özelliklere sahip olmak, başta insan olmak üzere yaratılmışlara nispet ettiğimiz sıfatlardır. Ancak Müslümanların çoğuniuğu bu sıfatları bir şekilde Allah’a da nispet etmişlerdir. Bu nispetlerin temeli, Kur’an ayetleri ile Peygamber’den (s) ve masum imamlardan nakledilen rivayetlere dayanmaktadır.