Hz. Mevlana Demek Mesnevi Demektir
Büyükşehir Belediyesi Aralık Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında düzenlenen söyleşi programına katılan Yrd. Doç. Dr. Sezai Küçük, “Hz. Mevlana’yı konuşmak aslında insan-ı kâmili konuşmaktır. Bizim hayat yolculuğumuzda kendi ideallerimizi konuşmaktır. Hz. Mevlana’yı kendi dilinden tanımak gerekir” derken, Doç. Dr. İsmail Güleç, “Hz. Mevlana, benden ayrılıkların hikâyesini dinleyeceksiniz demek istiyor. Mevlana bu hikâyeyi anlatmaya başladığı dönemlerde, artık kemale ermiş, çok sevdiği dostlarını kaybetmiş, bir nevi köşesinde fussilet hayatı yaşarken bu beyitleri söylemeye başlamıştır” dedi.
Sakarya Büyükşehir Belediyesi Aralık Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında SAÜ Öğretim Üyeleri Yrd. Doç. Dr. Sezai Küçük ve Doç. Dr. İsmail Güleç’in konuşmacı olarak katıldığı ‘Dinle Neyden’ söyleşisi AKM’de gerçekleştirildi. Programa, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Fevzi Kılıç’ın yanı sıra, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı İbrahim Aktürk ile çok sayıda vatandaş katıldı.
O’nu konuşmak, insan-ı kâmili konuşmaktır
Hz. Mevlana’yı anlamanın Mesneviyi anlamaktan geçtiğini belirterek konuşmasına başlayan Yrd. Doç. Dr. Sezai Küçük, “Hz. Mevlana’yı konuşmak aslında insan-ı kâmili konuşmaktır. Bizim hayat yolculuğumuzda kendi ideallerimizi konuşmaktır. Hz. Mevlana’yı kendi dilinden tanımak gerekir. Çünkü yaşamış olduğu zaman öyle bir zamandır ki, pozitivizmin, materyalizmin ve aynı zamanda sekülarizmin sanki bir tsunami gibi yıkıp yok ettiği bir zamandır. Hz. Mevlana da bu güçlü anlayışın tsunamisine maruz kalmıştır” dedi.
Biz Mesnevilerle büyüdük
Konuşmasının devamında Hz. Mevlana’nın eserlerini okumanın önemine değinen Küçük, “Mesneviyi okumadan Hz. Mevlana’yı anlamaya çalışmak, başka bir yerde Hz. Mevlana’nın bile duyduğunda inanamayacağı bir Mevlana bulmak demektir. Hz. Mevlana demek Mesnevi demektir, Fihi Ma-fih demektir, Divan-ı Kebir demektir. Bunları okumadan ve bilmeye çalışmadan, Hz. Mevlana’yı anlamak gerçekten zordur. Mesnevi aslında bizim millet olarak İslami anlayışımızın Hz. Mevlana cephesinden bir terennümüdür. Biz mesnevilerle büyüdük. Mesnevi ile insanlar İslam’ı, Hz. Peygamber’i ve Hakkı anlardı” ifadelerini kullandı.
O’ndan ayrılıkların hikâyesini dinledik
Hz. Mevlana’nın beyitlerinde aslında kendisini anlattığının altını çizerek konuşmasına başlayan Doç. Dr. İsmail Güleç ise, “’Bişnev in ney çün hikâyet mîküned/Ez cüdâyîhâ şikâyet mîküned’. Bu mesnevinin tamamının hikâyesidir. Bu beyiti anlamak demek, Mesnevi’nin anlamını ve özünü anlamak demektir. Çünkü geriye kalan beyitler bu beytin açıklamasıdır. Bu beyitte Mevlana, ‘Bu beyitten dinle!’ derken, aslında kendisini kast ediyor. Bizlerden kendisinin dinlenmesini istiyor. Bizden istediği şey de sonraki 6 yıl boyunca, çeşitli fasılalarla yazmayı sürdüreceği Mesnevisi’ni anlatmadan önceki sözleridir. Benden ne dinleyeceksiniz? Benden ayrılıkların hikâyesini dinleyeceksiniz demek istiyor. Mevlana bu hikâyeyi anlatmaya başladığı dönemlerde, artık kemale ermiş, çok sevdiği dostlarını kaybetmiş, bir nevi köşesinde fussilet hayatı yaşarken bu beyitleri söylemeye başlamıştır” şeklinde konuştu.
Ayrılık derken Mevlana neyi kast ediyordu?
Konuşmasının devamında Hz. Mevlana’nın insanlığa anlatmaya çalıştığı ayrılığın Hz. Âdem’den insanoğluna miras kaldığını belirten Güleç, “Mevlana ayrılıklardan şikâyet etmeye başlıyor. Buradaki şikâyet bizim kullandığımız anlamda bir şikâyet değildir. Buradaki şikâyet başından geçenleri anlatmak fiilinden geliyor. Ayrılık derken Mevlana neyi kast ediyordu? İnsanoğlunun cennetten bu dünyaya gelişinin ayrılığı, Mevlana’nın bize anlattığı ayrılığın Hz. Âdem’den miras kalmış olduğudur” diye konuştu. Gerçekleştirilen söyleşinin ardından Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Kılıç, Yrd. Doç. Dr. Küçük ve Doç. Dr. Güleç’e teşekkür ederek, hediye takdim etti.