HOŞGÖRÜ, MERHAMET VE ŞEFKAT
32. HOŞGÖRÜ, MERHAMET VE ŞEFKAT
Sevgi ve acıma insanlık vasfıdır; hiddet ve şehvetse hayvanlık vasfı.
Ağlamak istersen gözyaşı dökenlere acı. Merhamete nâil olmak istersen zayıflara merhamet et.
(Zira) er kişinin avı, merhamettir.(…)
Biz, Hakk’a küfrân-ı nimette bulunmuş olsalar dahi kâfirlere de acırız.
Hattâ halk, onları taşlıyor diye köpeklere bile acırız.
Ben, beni ısıran köpeğe de dua eder; “Yarabbi sen onu bu huyundan vazgeçir,
Adamları ısırmasın da halkın taşını, topacını yemesin” derim.
Lütuf ve merhamet sahibi olan Allah’ın kulları, işleri düzeltmekte O’nun huyuna sahiptirler.
Onlar şiddet zamanı, sıkıntı vakti, rüşvet almaksızın mahlûkata acırlar, yardımda bulunurlar.
Allah’ın merhameti, insanın merhametine benzemez. Çünkü insanın acımasında bir dert, bir elem vardır.
Mahlûkun acıması elemle karışıktır. Allah’ın rahmetiyse dertten de paktır elemden de.
Böbürlenerek başlar kıran kişiye ne Allah’ın merhameti nasip olur, ne halkın!
Kendine yapılmasını istediğin şeyi âleme yap, ister eziyet olsun, ister zarar.
(I/2436, 822, II/1938, III/1800-1803, 2222, 2223, 3632, 3633, IV/1858, VI/4528)
[divide style=”2″]