HER ŞEY YAĞMURLA BAŞLADI!

A+
A-

HER ŞEY YAĞMURLA BAŞLADI!

Pazartesi öğleden sonraydı. Poliklinikteydim. Ercan Uslu aradı. Yeni kitabın çıktı elimde, hayırlı olsun dedi. Görmek istersen?

Hemen geliyorum dedim. Çok heyecanlandım. Tam arabaya binerken gitmek için, kafamı arabanın kapısına çarptım. Bu ne şimdi dedim kendi kendime. Ödipal mi?

Gördüm. Çok sevdim. Şükrettim. Hemen hızlıca göz gezdirdim. Çok sıcak geldi. Yanında da hızlıca bir burukluk, sanki öncekini göz ardı etmişim gibi bir tarafım suçlamaya çalıştı. Şimdi ikisi de masamda. İkisini de seviyorum.

Yeni bir çocuğunuzun olması gibi. Hangisi daha sevimli diye kıyaslamak yanlış. Her birinin fonksiyonu ayrı. Sizlerin de beğeneceğinizi umuyorum.

Aslında bu yeni kitabı yazalı da çok oldu. Ancak basılması çeşitli nedenlerden dolayı zaman aldı. Yazılmasında sizlerden gelen geri bildirimler çok fonksiyonel oldu. O yüzden hem sizlere hem de yayınlanmasında emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Aslında kitapla ilgili gerçekçi değerlendirmeleri okuyucular yapacak. Hemen sıcağı sıcağına okuyan 3 okuyucumun değerlendirmelerini de yazının sonuna ilave edeceğim. Onlara da kısa sürede beni kırmayarak kitabı okuyup düşüncelerini paylaştıkları için ayrıca teşekkür ediyorum. Sıkboğaz ettiğim için helallik istiyorum.

Hem danışanlarımdan edindiğim hikayeler hem de Hz Pir yol gösterdi ve kılavuzluk etti kitabın oluşması sırasında bana.

Kitabın başında da belirttiğim gibi düşünce ve dualarınızda var olabilmek dileğiyle O’nun rızasını kazanma vesilesi olsun istiyorum ve öylece dua ediyorum.

Şimdi bahsettiğim okuyucu yorumlarıyla baş başa bırakıyorum sizi:

“Bir fenerin aydınlığı sanki… Sana kayalıkları ve çakılları göstermiyor. Hangi yönden o kayalıklara çarpacağını çakıllara takılacağını söylemiyor. Sadece ışığını çakıl ve kayalıkların üzerine yansıtıyor. Kayalıklara çarpmadan çakıllara takılmadan yolunu kendin bulmanı sağlıyor. Ne hakikatli bir görev ki kendi benliğin içinde hiçliğe giden yolu sana aydınlatarak sunuyor.
H. Ç”

“Bilinmezliklerle dolu sandığımız yeryüzünde,soru işaretlerini aydınlatmaya,aydınlanmaya,arınmaya,hayat dediğimiz bu uzun ve meşakatli yolda bize yoldaşlık etmeye yaren bu kitap..Masalsı diliyle sizi etkileyen düşündüren ve kimileyin uyanmak istemediğiniz uykudan sizi uyandıran … Farkına varmanın farkındalığı… ve daha bir sürü..sabırla ve şükürle okunmalı….

Not: Nohutun hikayesi beni çook üzdü..uzun bir süre nohut yiyemicem sanırım:))
E.G”

“Aydınlık için dua ettiğiniz çaresiz gecelerinizde içinizde gizlenmiş umut ışığının üstünü kapatan isleri silen görünmez bir el yaz yazmış gibi kitabı…
Hangi duyguların nereden geldiğini fark etmenizi o duyguları nasıl yönetmeniz gerektiğini net şekilde koyuyor ortaya..

Surette küçücük bir cilt, ama hakikatte büyük alemi sığdırıyor içine; insanı:
Kendini bilmezi; bilip de düşünmezi; düşünüp de hareket etmezi…. Dolayısıyla kendini bilmeyi – fark etmeyi, düşünmeyi ve davranmayı kılavuzluyor…
Bir akarsu yaratılmış kitapla. Farklı farklı vadilere dokunup geçmiş ama nereye girse orayı yeşertiyor… Birbirinden ayrı gibi görünse de her bir sayfasında bir önceki sayfayı hatırlatan bir tekrarcı var. Her bir sayfada yeni bir ruh durumuyla karşılaşıyor gibi olup aslında bütün bir kimyanın ezberini yapıyor gibisin….
Geldiği yer güzelliklerle dolu olmalı. Birilerinin hayatına bilerek ya da bilmeyerek dokunan ve kelimeleriyle aracı olan kişinin yüreği gibi…
Kullanılan metaforların yarattığı etkiyi harf sıracıkları ile anlatmak büyük haksızlık olur. Ne özeti çıkarmak ne de bütün olarak anlatmak mümkün görünmüyor. Kitabın tamamı bir özün yolculuğu çünkü.Özlere yolculuk için mütevazi bir görkemi var…
Bir ihtiyacı fark ettirmiş o ihtiyacın çözümünü de sunuvermiş aslında. Başucu kitaplarının vaadi de bu olmalı sanki. Başucu kitapları arasında da baş tacı edilesi bir pınar gibi… Yağmur damlalarıyla beslenen bir pınar…
A.G”

Kitaba erişim için: 0 332 3528111

Esenlik dileklerimle