Hz. Mevlana’nın 746. Vuslat Yıl Dönümü (Haber-Video)
Vefa Vakti” temasıyla düzenlenen Mevlana’nın 746. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri’nin ilk gününde Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un katıldığı “Vefa Vakti” yürüyüşü”yle başlayan etkinlikler, Mevlana Kültür Merkezi’nde düzenlenen programla devam etti.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, burada yaptığı konuşmada, Hazreti Mevlana’nın asırlardır unutulmadığını söyledi.
Özünden koparılarak farklılaştırılmak istenen değerlerin bozulmaya, dönüşmeye ve bunun sonucunda da kaybolmaya yüz tutacağına işaret eden Ersoy, “Bugün Türk-İslam kültürünün en büyük düşünürlerinden, tasavvufun en istisna şahsiyetlerinden Mevlana üzerinde de böylesi bir yola gidilmek istendiğini görmek bizleri üzmektedir.” ifadesini kullandı.
Hazreti Mevlana’dan sadece bir şair, güzel sözler söyleyen ve yazan bir edipmiş gibi bahsedilmesinin doğru olmayacağını vurgulayan Ersoy, “Dünyada kasıtlı olarak, sistemli ve planlı bir şekilde İslam düşmanlığı ve İslamofobi körükleniyor. Ancak biliyoruz ki Mesnevi, birçok dilde ve ülkede en çok okunan ve değer gören eserler arasında. Çünkü hepimizin fıtratında olan insani ve vicdani değerlere hitap ediyor. Bununla da kalmayıp, değerleri uyandırma, harekete geçirme etkisine ulaşıyor.” diye konuştu.
“Ne mutlu o çağrıya uyanlara”
Ersoy, Mesnevi’nin insanlığı etkilemesinin nedenini, Hazreti Mevlana’nın “Mesnevi, hakikate ulaşmak ve Allah’ın sırlarına agah olmak, akıl erdirmek isteyenler için bir yoldur” sözünden atıfla şöyle açıkladı:
“Hangi hükmün altında, hangi yolda yürüdüğü çok açık ve net. Bunun unutturulması, görmezden gelinmesi doğru değildir. Nehir ne kadar gür ve coşkun olsa da kaynağını keserseniz kurur. Zaten Mevlana’yı İslam’dan ayrı düşünürseniz onu hiç anlamamışsınız demektir. Zira Hazreti Mevlana der ki, ‘Ben yaşadıkça Kur’an-ı Kerim’in bendesiyim. Hazreti Muhammed Mustafa’nın yolunun tozuyum. Kim beni bunun dışında anarsa, bana bundan başka bir şey isnat ederse, o isnat ettiği şeyden de ondan da şikayetçiyim’. Bu denli büyük, bu denli güçlü bir değerin, özünden koparılmasına izin vermememiz gerektiği açıktır. Doğruların bir bütün olarak bilinmesini sağlarsak, yalanları tüm ayrıntısıyla çürütmüş ve ardındaki emelleri de çökertmiş oluruz. Doğruyu eğip bükerseniz yanlışa hizmet etmiş olursunuz.”
Mevlana’nın İslam kültürünün en büyük mutasavvıflarından ve insanlığa armağan ettiği en zengin gönüllerden biri olduğunu dile getiren Ersoy, “Onun çağrısı bütün insanlaradır. Çünkü onun uyduğu çağrı, alemlere rahmet olarak gönderilenin çağrısıdır. Ne mutlu o çağrıya uyanlara.”
Doğru olanın yolunda katlanılan her acının sonucunda güzelliğin yer alacağına işaret eden Ersoy, şunları kaydetti:
“Çünkü doğru olmak güzeldir. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin ortaya koyduğu insani politikaların uyandırdığı yankıyı, etkisini ve sonucunu hepimiz yakinen takip ediyoruz. Önümüze koyulan onca engel, çıkarılan onca sıkıntı ve soruna rağmen, yolumuzdan dönmemiz söz konusu olmamıştır, olamaz. Bugün sadece Türkiye’de, ülkelerinden ve zulümden kaçan yaklaşık 4 milyon can, Yesevi’den, Yunus’tan, Mevlana’dan emanet aldığımız bu kararlılık sayesinde hayata tutunabilmiştir. TİKA, Türk Kızılay ve AFAD’a kadar, kurumlarımızın çalışmaları ile sınırlarımızın dışında milyonlarca insan, Türkiye’yi ve aziz milletimizi umudun simgesi olarak gönüllerine kazımıştır. Hazreti Mevlana, ‘Sevgide çekilen cefada binlerce vefa var.’ diyor. İşte bu mazlumların gözüne baktığımızda, o vefayı görüyoruz. Kimsenin şüphesi olmasın ki Allah’ın vefasına mazhar olma ümidiyle bu yolda çektiğimiz her cefayı da memnuniyetle göğüsleriz.”
“Türkiye olarak, yeni bir bahara hazırlanmanın vaktidir”
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da bugün binlerce Mevlana sevdalısının Şeb-i Arus etkinlikleri kapsamında Konya’ya akın ettiğini söyledi.
Kurum, Hazreti Pir’in aşkla yazdığını ve sözü, harfleri, cümleleri aşk ettiğini, bu nedenle de hatırasının yüzlerce yıl yaşadığını vurguladı.
Hazreti Mevlana’nın torunlarına, kendisinden sonra gelen nesillere umudu, cesareti, özgüveni ve en çok da vefayı emanet ettiğini anlatan Kurum, şöyle devam etti:
“Hani diyor ya, ‘Vefa, dostluğun asaletine sahip çıkmandır.’ Kişi Rabb’ine vefalı olduğu sürece onunla beraberdir. Kişi Rabb’inin sevdiklerine vefalıysa korkaklık, ümitsizlik, güvensizlik artık onu terk etmiştir. Davasına inanmış bir insanın, güneşi sağ eline, ayı sol eline verseniz davasından vazgeçirebilir misiniz? Hayır, vazgeçiremezsiniz, yolundan döndüremezsiniz. Çünkü bizler, ‘Hiç güzel olmasaydı, ölür müydü peygamber’ diyenleriz. Ölümü güzellikle anan ve onu hoşnutlukla karşılayan ecdadın torunlarıyız. Biz ölüme bile vefat demiş, ölümü vefadan bilmişiz. Vefa dostadır. Dost ise Allah’ın davasını tutanlardır.”
Kurum, Türk milletinin dostluğunu, dünyadaki tüm aşksızlığa, zulme inat hakkı ve hakikati haykırarak gösterdiğinin altını çizerek, “Dost, haksızlık karşısında susmayanlardır. Dost, ‘Dünya beşten büyüktür’ diyebilenlerdir. Dost, ‘Kudüs İslam’ındır” diye haykıranlardır. Dost, 4 milyon Suriyeli kardeşimize ensar olma şefkatini gösterenlerdir. İşte bizi tek bir millet yapan, bizi istiklaline aşık bir millet yapan da bu fikir ve hassasiyettir.” değerlendirmesinde bulundu.
Mevlana’nın öğretilerini vatandaşa hizmet ulaştırırken de bir yol gösterici olarak gördüklerine değinen Kurum, şöyle dedi:
“Şimdi Türkiye olarak yeni bir bahara hazırlanmanın vaktidir. ‘Gelin bağa, yeşiller kuşanan doğayı görün. Her köşede bir çiçek dükkanı açan doğayı görün’ diyen Mevlana’nın izinde doğamıza tabiatımıza vefanın vaktidir. Mevlana’da simgeleşen barış, dostluk ve sevgiyle yoğrulmuş mimari anlayışımızı ülkemizin her noktasında hayata geçirmenin vakti, şehirlerimize vefa vaktidir. Bu sokaklarda büyümüş, bu meydanlarda oyun oynamış, bu çarşılarda gezmiş Konya’nın bir evladı olarak söylüyorum, Mevlana’ya gelenler, ona daha güzel gelsinler diye Mevlana Çarşısı’nı, Mevlana Müzesi ve Bedesteni’ni, Kapu Camisi’ni ve Altın Çarşı’yı ihya etme vaktidir. Konya’ya vefa vaktidir. Hep beraber söylenen bir türkü gibi, hep beraber okunan bir şiir gibi ülkemizi geleceğe taşıyacağız. Mevlana’yı daha iyi anlayarak, hiç unutmayarak yürüyeceğiz. Mevlana’yı dinlemeye, ona kulak kabartmaya devam edeceğiz.”
Konuşmaların ardından törenlerin ilk gününde İstanbul Tarihi Türk Müziği topluluğu eşliğinde Devlet sanatçısı Ahmet Özhan konser verdi. Ardından Rakım Elkutlu’nun Karciğar Mevlevi Ayin-i Şerif’i Konya Türk Tasavvuf Topluluğunca icra edildi ve Mukabele-i Şerif (Sema’)