Hayırlı berâtlarımız ola…
Berat gecenizi tebrik ediyor, insanlığın barış, huzur ve saadetine vesile olmasını, başta Gazze ve Doğu Türkistan olmak üzere bütün mazlumların felaha ulaşmasını ve belaların da def-ü ref olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyoruz.
Bu süreçte hayatını kaybeden tüm kardeşlerimize Cenâb-ı Hak’tan rahmet diliyoruz. Rabbim, makamlarını âli, mekânlarını cennet eylesin. Hastalarımıza Şafi ism-i celiliyle şifalar ihsan eylesin. Rahman ve Rahim olan Rabbimiz, içinde bulunduğumuz sıkıntıdan en kısa zamanda kurtulmayı bizlere nasip eylesin.
Günah, borç ve cezadan kurtulmak gibi anlamlara gelen berat, günahlardan arınmayı ve Yüce Allah’ın rahmet ve mağfiretine ulaşmayı ifade etmektedir. Berat Gecesi, Müslümanların, sınırsız af ve merhamet sahibi Yüce Allah’a sığınarak günahlardan arınma, ilahi lütuf ve bereketlere erişebilme fırsatını yakalayabilecekleri müstesna zaman dilimlerinden birisidir. Bu tür gün ve geceler, dinî ve toplumsal hayatımızda ilahî af, mağfiret ve rahmet temennilerinin zirveye ulaşması, birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularının da yoğun biçimde yaşanması gereken anlardır. Bu geceler, kulluk şuur ve bilinciyle kendimizle hesaplaştığımız, hayatımıza Yüce Yaradan’ın rızası doğrultusunda yön vermeye karar verdiğimiz fırsat geceleridir.
Peygamber Efendimiz bu gecede Cenab-ı Allah’ın kendisinden bağışlanma dileyenleri affedeceğini, içtenlikle yapılan duaları kabul edeceğini haber vermişlerdir. Berat gecesi, tövbe ederek yanlış yoldan dönmek, günahların kalplerde bıraktığı kirlilikten arınmak, ilahi affa ve rahmete ulaşmak, davranışlarına çeki düzen verip iyiye ve güzele yönelmek isteyenlerin önüne açılmış bir fırsat kapısıdır.
Yüce Rabbimiz, bu gecede kendisine huşû içinde yönelen kullarına rahmetini bol bol indirmekte, rızık ve şifâ kapılarını sonuna kadar açarak, bizleri sınırsız ikramlarına davet etmektedir. Bu konuda Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır: “Şaban ayının 15. gecesini ibadetle geçirin, gündüzünde de oruç tutun. Çünkü Yüce Allah, bu gece dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve ‘Yok mu tövbe eden, tövbesini kabul edeyim! Yok mu rızık isteyen, rızık vereyim! Yok mu şifa isteyen, şifa vereyim!.. Yok mu başka isteği olan ona da istediğini vereyim”
Bu itibarla, Berat Gecesi’ni idrak eden herkes, Yüce Allah’ın; “…Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir” [Zümer, 39/53.] müjdesinin farkına varmalıdır. Bunun gereği olarak kendi özüne dönmeli, ümitlerini canlandırmalı, günah ve kusurlarından dolayı tövbe etmeli, bundan sonraki hayatını daha da güzelleştirme kararını vermelidir.
Kutsal geceler; iman, ibadet ve düşünce bakımından kendimizi yenilememiz, geçmişimizi muhasebe etmemiz, geleceğimizi Allah’ın rızası doğrultusunda planlama ve ümitlerimizi tazelememiz için şüphesiz büyük bir fırsattır. Bu tür vesilelerle, günahlarla kirlenen gönül dünyamızı temizleme gayretinde olalım. Unutmayalım ki tövbe, kendini bulma ve bilmenin, gönlü arındırmanın en güzel yoludur. Zira Yüce Mevla, ameli her ne olursa olsun istisnasız herkesi tövbeye davet etmektedir. Bu sebepledir ki Sevgili Peygamberimiz sürekli tövbe-istiğfarda bulunurdu. Bizler de bu tür geceleri, ibadetin özü olan dualarla en güzel bir şekilde değerlendirmeli, günahlardan arınmak için Yüce Mevla’ya yalvarıp yakarmalı, tövbe ve istiğfarda bulunmalıyız.
Bu geceilesiyle çevremize karşı olan görev ve sorumluluklarımızı hatırlayalım. Bu çerçevede ana-baba ve akrabalarımızın Berat gecelerini tebrik ederek, hayır dualarını alalım. Dargınlık ve kırgınlıklara son vererek, kırık gönülleri tamir edelim. Fakir ve muhtaçlara imkanlarımız nispetinde yardım elimizi uzatarak, paylaşımı hayatımıza yansıtalım.
Beratımızı alanlardan olabilmek için Kur’an ve sünnetin tarif ettiği bir mümin olmaya gayret edelim. Rabbimizin emirlerine hakkıyla tabi olalım, yasaklarından var gücümüzle sakınalım. Her türlü kötülükten, haksızlıktan ve adaletsizlikten uzak duralım. Kırılan kalpleri onaralım, küskünlük ve dargınlıkları sonlandıralım. Üzerimizde hakkı bulunanlarla helalleşelim. Mazlum ve kimsesizlere el uzatmaya, haklı davalarında onların yanlarında olmaya, zalimlere ve destekçilerine karşı boykotu sürdürmeye devam edelim.
Çağın getirdiği sıkıntılarla bunalan ruhlara, manevi hayatın ihmaliyle daralan kalplere, bu gecenin bir şifa olması dileğiyle, Başta Gazze ve Doğu Türkistan olmak üzere bütün mazlumların felaha ulaşmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyoruz. Berat gecenizi tebrik eder, insanlığın barış, huzur ve saadetine vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ederiz.
Dertsiz dua soğuktur, bir işe yaramaz.
Dertli dua ve niyaz, gönülden, aşktan gelir.
Dua ederken O’na kırık bir gönülle el kaldır.
Çünkü Allah’ın merhamet ve ihsanı, gönlü kırık kişiye doğru uçar.
Rahmetler saçan dua kapısını kim vurdu da ona yüzlerce baharla icabet edilmedi?
Allah, yalvarıp yakaranlara ihsanda bulundu mu onlara ihsan ettiği şeylerle beraber, uzun da bir ömür bağışlar.
Hz. Mevlâna
Vakti Şerif, ahir ve akıbet hayrola,
Leyl-i Berât mübarek ola,
Hayrlı berâtlarımız ola,
Hayrlar feth ola, şerler def ola,
Allahu azimüşşanın ismi şerifi ile kalblerimiz pürnur ola,
demler safalar müjdat ola,
dem Hazreti Mevlana, sırr-ı Cenab-ı Şemsi Tebrizi,
Kerem-i İmam-ı Ali ve Şefaatin Muhammedin Nebî,
Hû diyelim Hûûû…