Gönülden gönüllere

A+
A-

Gönülden gönüllere

Prof. Dr. Mahmut Kaya Hocamı Enderun yıllarından beri tanırım. Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü öğretim üyesi olan Hoca arada sırada Enderun’a gelir, güzel sohbetiyle bizleri ağzımız açık bir şekilde kendisine hayran bırakırdı.

Sesinin ve konuşmasının güzelliğini sohbet esnasında anlattığı anekdotlar ve yeri geldikçe Arapça ve Türkçe şiir ve beyitlerle süslerdi. Biz de, verdiği bilgilere mi, anlatma biçimine mi, kitapların köşelerinde kalmış meşahirin hatıralarını mı, yoksa veznine uygun bir şekilde okuduğu o güzel mısraları mı hayran olacağımızı bilmeden, bize birkaç dakika gelen sohbetlerini saatlerce dinlerdik. O günleri hatırladıkça o sohbetlerin tadı hatıra geliyor ve bir garip mutluluk her yanımı kaplıyor.

Böyle bir sohbet için mektep bitirmek yetmez hiç şüphesiz. Her şeyden önce bu bir Allah vergisi özelliktir. İkincisi küçüklükten beri sohbet ortamlarında bulunmak ve yetişmektir. Üçüncüsü de bol bol okumaktır. Dördüncüsü ise sağlam bir hafıza ister. Beşincisi tatlı bir ses ve melih bir sima sahibi olmaktır. Mahmut Kaya hocamız bunların hepsine sahip bir insandır.

Senelerden beri tanıdığım Hoca’mın sohbetlerinde, hatta ayak üstü karşılaşmalarında okuduğu şiirleri çok beğenir, ancak sohbetin ve şiirin etkisiyle yazamazdım. Daha sonra da hatırlayamazdım. Hoca’yla ne zaman karşılaşsam ve ne zaman dinlesem hep merak ederdim sevdiği şiirleri.

Sonunda bu merakım Hoca tarafından giderildi. Mahmut Kaya Hoca talebeliğinden bu yana çok beğendiği şiirleri, beyitleri ve mısraları Gönülden Gönüle Şiir Demeti (İstanbul: İnkılap Basım Yayım, 2009) adıyla yayınladı. Klasik Türk şiirinden çağdaş şairlere kadar büyük şairlerin yanı sıra pek bilinmeyen şairlerden berceste mısralar seçilmiş, derlenmiş.

Hz. Peygamber’imiz için yazılan şiirlerin yer aldığı bölümde İshak Çelebi’den;

Çok güzeller güzeller görmüşem illâ selâm olsun sana
Nâzenînim, dilberim, şûh-ı cihânım Mustafâ

Yunus Emre’den

Yine sordum çiçeğe, gül sizin neniz olur?
Çiçek eydür ey derviş, gül Muhammed teridür

Karacaoğlan’dan;

Hak Muhammed’den sevgili
Hakk’ın kulu gelmemiştir

Necip Fazıl’dan;

Müjdecim, kurtarıcım, efendim, Peygamberim
Sana uymayan ölçü hayat olsa teperim

Ve Mahmut Kaya’dan;

Seni tanımadan, seni sevmeden
Geçen ömre yazık, hem de çok yazık

Ve daha nice birbirinden güzel beyit, mısra ve kıta.

Hoca’nın kitabı bize şunu gösteriyor. Şiirde eski-yeni tartışması abesle iştigal. İyi şiir nerede olursa alınır. Gerçek şiiri sevenler klasik, yeni, halk diye ayrım yapmaz.

Mahmut Kaya bu güzel antolojiyi eski İstanbul müftilerinden Bekir Hâki Yener’in aziz hatırasına ithaf etmiş. Topladığı şiirleri konularına göre on beş başlık altında toplamış. Huzur-ı Hak’ta ismini verdiği tevhid ve münacâtları Huzûr-ı Risâlet’te başlığını verdiği Hz. Peygamber’imiz için yazılan şiirlerin bir araya getirildiği bölüm takip ediyor. Tazarru ve niyâz başlıklı bölümle de sona eriyor.

Kitap besmeleyle başlıyor. Altında ise şu üç beyit var:

Besmeleyle edelim feth-i kelâm
Tâ ki feth ola bu muammâ-yı benâm (Hâkânî)

Besmele kim sözlerin âlâsıdır
Söz başının sümbül-i zîbâsıdır (Yahya Bey)

Besmeledir hayatın yanılmaz kılavuzu
Sofranın bereketi, ağzımın tadı tuzu (Mahmut Kaya)

Yukarıda da hemen fark edeceğiniz gibi Hoca münasebet düştükçe kendi şiirlerini de serpiştirmiş kitaba. Hem kendi şiirleri, hem de tercümeleri.

Kitabı kütüphanemin en sık kullandığım kitaplar bölümüne koydum ve kaçacak bir yer aradığım zamanlarda alıyorum ve içinde kayboluyorum.

Teşekkür ederim Hoca’m.

ETİKETLER: