[GERÇEK KALANDIR]

A+
A-

Dervîş, kapı eşiğinde duran
İkiden bir bilinsin diye evden ayrılandır

Dervişlik, silik bir hatıra gibi vaktiyle bilmeden sahip olduğumuz ve ne olduğunu, nerede olduğunu, ne zaman kaybettiğimizi bilmeden yitirdiğimiz bir şeyi bulmak, iyileşmek, geri dönmek için evvele yolculuktur.

Başından beri sende olanı fark etmek, kitabı yüzünden okuyarak değil, kendi acıların ve şahsî deneyimlerinle derinden okuyarak nihâyetinde evden hiç ayrılmadığını, bir nefes bile uzak kalmadığını anlamaktır gerçekte eve dönmek…

Bu yüzden kitabında
GEL değil
DÖN: İrci’î yazar

Dervişin biri, nihâyet yuvaya döndü ve bütün eşyâlarının çalındığını gördü. O gece, uykuya dalmadan önce seyir defterine şunları yazdı:

Hırsızdan
Geriye kalan
Penceremde ay

Hak:Gerçek:Kalandır

Evet, zenginliği anlamaları için, hırsızların iyilik ettiği insanlar da vardır…

Cihân, sulhe kavuşmak için mevcûd değildir. Cihân, harâbât için mevcûttur. Kâinatta kanun-u hakîkî yok olmak, fenâ bulmaktır.
[Kelâm-ı Azîz-i Melâmîye’den]

“Kullu şey’in hâlikûn” buyruldu ya kitapta
şeyler her an yok olup durucudur.

…BAŞKA herşeyi helâk edici” [Kasas:88’den] olduğunu anla; O’ndan BAŞKASI olmadı. BAŞKAlığı aradan kaldır, gönlünde Zât’ın cilvelerine şâhid ol!
[Cenâbı Mevlevî]

Bu ev yıkılacak, bu gemi batacak, başlayanlar bitecek, toplananlar dağılacak; zîrâ kevn ü fesâd âlemi derler buna…

Bu harâbı nîceler çalışdı ma’mûr etmeğe
Bir yanın ta’mir ederken bir yanı olur harâb
[Cenâbı Mısrî]

Dünyânın mamuriyeti, gerçeğini idrâk etmektir, bu idrak mikdârınca kendini mamûr edersin.

Âgâh olamayıp “yalan dünyâ” nedir anlayamazsan onu imâr etmeye çalışırken kendini vîrân edersin.

Hâsılı kelâm varlık komasından uyanasın dervişim,

Âgâh olasın ki dervîşin aslâ varlığı yoktur. Amma o vardır zanneder. O zan perdesini bir el kaldırınca, gölge de güneş olursa yakînen bilinir ki mutlak varlık tektir dervîş de O’na âittir:

Ezânıdır bu nutk erbâb-ı hâlin
Azîz Allah diyen bilir meâlin