FETİH SONRASI İSTANBUL’DA MEVLEVÎ’LİĞİN TARİHSEL SÜRECİ: YENİKAPI VE GALATA MEVLEVİHANESİ ÖRNEKLERİ

A+
A-

FETİH SONRASI İSTANBUL’DA MEVLEVÎ’LİĞİN TARİHSEL SÜRECİ: YENİKAPI VE GALATA MEVLEVİHANESİ ÖRNEKLERİ

VOLKAN ŞÜKRÜ DERVİŞOĞLU

ÖZET

Çalışmamızda Anadolu’dan Rumeli’ye, Mısır’dan Tebriz’e kadar geniş bir coğrafyayı etkisi altına alan ve yayılan Mevlevîliğin İstanbul’da ilk tekkesinin kurulmasından sonraki tarihsel süreci üzerinde duracağız. Mevleviliğin yapısında ve felsefesinde bulunan naiflik, sanat, edebiyat ve musikiyle olan ilişkisi onu diğer târikatlere nazaran farklı bir noktaya yerleştirdiği ve özellikle ıslahat hareketleri sonrasında da Konya Çelebilerine göre Dersadetin üzerinde daha etkili bir İstanbul Mevlevî aileleri kuşağının oluştuğunu söyleyebiliriz. Kendine has özellikleri olan ve Konya Çelebisi’ne görüntüde bağlı olmakla birlikte özellikle imparatorluğun başkentinde olmanın verdiği imkân ve rahatlıkla, devlet erkânı içerisinde zamanla taraftar bulan ve bu yönetici sınıflarla ve hatta çoğu zaman hükümdar ve çevresi ile kurulan yakınlık sayesinde bazı konularda Konya’dan farklı hareket eden bir İstanbul Mevlevîliği’nin oluştuğunu görmekteyiz. Yine Osmanlı İmparatorluğu’nda cemiyet, sanat ve musiki hayatına özelde ise başkentin kültür ve sanat ve edebiyat hayatına farklı bir renk katan ve yukarıda saydığımız çevreleri şekillendiren yüksek bir Mevlevîliğin oluştuğu şeklinde bir kanaatimiz bulunmaktadır. Çalışmamızda özellikle mercek altına alacağımız dergahlar; belirttiğimiz üzere bu noktada bunların en başında gelen ve yetiştirdiği şair ve müzik adamları ve değerli mensuplarıyla başkentte hatta değindiğimiz üzere Osmanlı kültür ve sanat tarihinde oldukça önemli izler bırakan Yenikapı ve Galata Mevlevîhânesi’dir.

İstanbul’da zamanla başta devlet yönetimi olmak üzere seçkin bir zümrenin içinde yayılması ve Galata Mevlevîhânesi, Yenikapı Mevlevîhânesinin buradaki rolü ve etkinliği yetiştirdiği insanları, edebiyatçı, şair musiki üstadı, mutasavvıf, alimin Osmanlı kültür, sanat ve musiki dünyasına yaptığı katkı ve Mevlevî muhibbi olan ve destekleyen devlet adamları ve toplum ileri gelenlerinin dergâhlara katkıları konumuzu oluşturmaktadır. Bu çalışmada İstanbul’da oldukça önem kazanmış bu Mevlevîhânelerin kuruluşu ve kurucuları, tarihsel süreci sonrasında postnişinleri ve imparatorluk başkentinde siyaset, sanat, musiki, edebiyat ve kültür dünyasına yetiştirdikleri insanlar üzerinde duracağız.