EDEP
21. EDEP
Allah’tan edebe muvaffak olmayı dileyelim. Edebi olmayan kimse Hakk’ın lütfundan mahrumdur.
Edebi olmayan yalnız kendine kötülük etmiş olmaz. Belki bütün dünyayı ateşe vermiş olur.
Kederden, karanlıklardan (başına) her ne gelirse (bil ki) küstahlık ve pervâsızlıktandır.
Bu felek, edebinden dolayı nûra gark olmuştur; melekler de edepleri sebebiyle pâk ve masum olmuşlardır.
Güneşin tutulması, küstahlığı yüzündendir. Bir melek olan Şeytan da yine küstahlık yüzünden kapıdan sürülmüştür.
Şeytan, (Allah’a) “beni sen azdırdın” dedi; o alçak ifrit, kendi yaptığını gizledi.
Adem (a.s.) ise “nefsimize zulmettik” dedi; o bizim gibi Hakk’ın fiilinden gafil değildi;
Günah işlediği halde edebe riayet ederek (suçu) Allah’a isnat etmedi, Allah’ın halkettiğini gizledi. O suçu kendine atfettiğinden ihsana nâil oldu.
Hz. Adem, tövbe ettikten sonra Allah, “Ey Âdem! O suçu o mihnetleri, sende ben yaratmadım mı?
O benim takdirim, benim kazam değil miydi; özür getirirken niye onu gizledin?” dedi.
Adem (a.s.) “Korktum, edebi terk edemedim” deyince Allah, “İşte ben de onun için seni kayırdım” dedi.
Edebden, terbiyeden kaçanlar, erliğin yüz suyunu da dökerler, erlerin yüz suyunu da.
Ey Müslüman, edep nedir diye arar sorarsan bil ki; edep, ancak her edepsizin edepsizliğine sabır ve tahammül etmektir.
(I/78, 79, 89, 91, 92, 1488, 1489, 14120-1493, III/4018, IV/771)
[divide style=”2″]